Taziye

29 Ekim 2007 tarihinde Yüzakı abonelerimizden, çok sevdiğimiz, Muhterem Hacı GEDİKLİ ağabeyimizin gelini, Mücahid GEDİKLİ ağabeyimizin kıymetli refikası ve Abdülbaki ORAL ağabeyimizin kızı Nurdan GEDİKLİ Hanımefendi ebedî âleme göç etti.

Herkesin hüsn-i şahâdetine göre Nurdan Hanımefendi, gıpta edilecek bir vuslat tecellîsi ile ömür takvimini tamamladı. Son demlerinde Yâsîn-i Şerif ’i ardından da esmâyı okumuştu. Herhâlde en güzel son nefes, bu olsa gerek. Merhumenin kayınpederi olan Hacı GEDİKLİ ağabeyimizin ifadesiyle vefatı, Hazret-i Mevlânâ’nın şeb-i arus / düğün gecesi tabirine göre tecellî etmişti.

Bu zikr-i cemil tablosu beni çok duygulandırdı. Çünkü vefat eden kimseler hakkında mü’minlerin bu şekildeki hüsn-i şahâdetleri Hak katında ayrı bir değer ifade etmekte. Bu şahadete Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ne denli ehemmiyet verdiğini Hazret-i Enes’ten dinleyelim:

Peygamber aleyhisselâm ile bazı sahâbîler birlikte bulunurlarken onların yanından bir cenaze geçti. Ashâb-ı kiramdan bazıları o cenazeyi hayırla andı. Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Vecebet: (Kesinleşti)” buyurdular.

Sonra bir cenaze daha geçti. Orada bulunanlar onu da kötülükle andılar. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine:

“–Vecebet: (Kesinleşti)” buyurdular. Bunun üzerine Hazret-i Ömer:

“–Ne kesinleşti yâ Rasûlâllah?” diye sordu. Peygamber -aleyhisselâm- da şöyle buyurdular:

“–Şu önce geçen cenazeyi hayırla andınız; bu sebeple onun cennete girmesi kesinleşti. Ötekini ise kötülükle andınız; onun da cehenneme girmesi kesinleşti. Çünkü siz (mü’minler), yeryüzünde Allâh’ın şahitlerisiniz.” (Buhârî, Cenâiz 86, Şahâdât 6; Müslim, Cenâiz 60.)

Bu hadîs-i şerifte vurgulanan hakikat, çok mühim.

Nurdan Hanımefendi de kendisini tanıyan ve seven ümmet-i Muhammed’in ona olan hüsn-i şahâdetleri çerçevesinde rahmet-i Rahmân’a kavuştu ve inşallah hakkında cennet vacip olanlar defterine yazıldı. Mekânı cennet olsun!

Gönlüm bu hüsn-i şahadete başta kıymetli beyi olmak üzere yakınlarının izniyle tercüman olmak istedi. Merhûme hakkında 15 Kasım 2007 tarihinde şu mısralar kaleme yansıdı:

Son Eşikte…

Nûr içti ezel vakti zuhurdan,
Bahşoldu onun ismi de Nurdan…

Ömrünce yanık kalb-i selîmi,
Hak aşkı için oldu buhurdan.

Zor derde sabır merhemi sürdü,
Gündüz gece Mevlâ-yı Sabur’dan.

Etmezdi, keder yağsa, şikâyet;
Her hâline şükretti şuurdan.

Kurbân idi kullukta Hüdâ’ya,
Ayrılmadı hizmette umurdan.

«Yâsîn»i okurken son eşikte,
«Gel, gel!» diye çağrıldı huzurdan.

«Esmâ» ile mîrâca yöneldi,
Bir kuş gibi göç eyledi burdan…

Vuslat denilen iftara doğru,
Gün doğdu o sâat bu sahurdan.

Seyrî, oku «İhlâs» ile «Elham»
Bir cennet olur kabri sürurdan…

Yüzakı Dergisi olarak Nurdan Hanımefendiye Rabbimiz’den rahmet niyaz eder, sevenlerine ve bilhassa bütün aile efradına sabr-ı cemîl ile başsağlığı dileriz.