Baharın İyisi Sonradan Gelirmiş!

Mahmut ALPİR

İlkbahar dostumuz duymasın ama baharın iyisi sonradan gelirmiş. Amacım kesinlikle mevsimler arasında bir ayrımcılık yapmak değildir. Bunca ayrımcılığın olduğu güzel ülkemizde bir ayrımcılık da ben meydana getirmek istemem. İşte buradan haykırıyorum: “Mevsimler bir bütündür bölünemez!” Peki, neden baharın iyisi sonradan gelirmiş? Ekâbir de meclise en son gelirmiş de ondan herhâlde.

İnsanlarımız da yapacakları güzel şeyleri nedense hep ömürlerinin sonbaharına saklarlar. Yapılacak güzel şeyler neden hayatın sonbaharına saklanır? Hayatın ilkbaharında yapılınca değeri olmuyor mu acaba? Bilinenin aksine sonbahar yoksa güzelliğin sembolü mü? Sorular, sorular, sorular…

–Merhaba beyefendi.

–Merhaba evlâdım.

–Müsait misiniz amca konuşabilir miyiz biraz?

–Konuşalım tabiî, ben de konuşacak adam arıyordum zaten.

–İsabet olmuş o zaman… Bu zamana kadar yapmayıp da hayatınızın sonbaharında yapmayı düşündüğünüz şeyler var mı?

–Bir saniye bir saniye. Ben daha hayatımın ilkbaharındayım.

–Şey affedersiniz. Bu yaşta ilkbahar olur mu amca?

–Bastonu kafana yersen olur!

–Olmaz mı, olur tabiî amca. Bastonunuz da pek güzelmiş.

–Güzeldir! O da hayatının ilkbaharında. Şimdi sorunu bir daha alayım.

–Hayatınızın sonbaharına sakladığınız güzel şeyler var mı?

–Var, hem de çok.

–Birkaç tanesini bizimle paylaşabilir misiniz?

–Meselâ; iyice yaşlanınca milletvekili olmayı düşünüyorum.

–Niye iyice yaşlanmayı bekliyorsunuz ki?

–En yaşlı milletvekili olunca geçici meclis başkanı oluyorsun ya o bakımdan.

–Haaa! Siz de çok ince hesap yapıyorsunuz.

–Siyasî zekâ budur işte. Bir de asıl meclis başkanı seçilinceye kadar cumhurbaşkanı yurtdışı gezisine giderse bu sefer de geçici cumhurbaşkanı olurum. İşte o zaman benden kralı olmaz.

–Geçici bir piyango sağanağı hayali yani.

–Geçici dünyada birkaç günlük geçici cumhurbaşkanlığından daha büyük piyango olur mu?

–Haklısınız olmaz. Peki ya seçilemezseniz?

–Hayatımızın sonbaharında bir riske gireceğiz artık canım.

–Çok ilginç bir plân doğrusu. Başka ne yapmayı düşünüyorsunuz?

–Bir de eşime onu çok sevdiğimi söyleyeceğim.

–Bu zamana kadar hiç söylemediniz mi yoksa?

–İnanır mısınız hiç fırsatım olmadı…

–Nasıl olur amca bunca yıldır berabersiniz!?.

–Önceleri şımarır düşüncesi, sonraları suçluluk… Buraya kadar geldi işte.

–Ama hâlâ hayatınızın sonbaharına saklıyorsunuz.

–Bazı şeyleri erteledin mi, öne alamıyorsun evlât.

–Anlıyorum, bir de hayatınızın sonbaharında görmek istediğiniz bir mutluluk var mı?

–Çocukluğumdan beri Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı aldığını göremedim. Âhir ömrümde Fener’in Türkiye Kupası’nı aldığını da görürsem gözüm açık gitmez.

–Hep yapacaklarınızı konuştuk. Artık yapmayacağım dediğiniz bir şey var mı?

–Bundan sonra sulu şaka yapmayacağım!

–Niye insanlar şakadan anlamıyor diye mi?

–Hayır, zaten her tarafta su sıkıntısı var, bir de şakalara su gitmesin.

–Bu espri tutar amca bey.

–Tutma mı!

Sonbaharı sadece yıllarda değil, hayatın tümünde aramalıyız. Ve sürekli ertelediğimiz şeyleri artık ertelemeyelim. Çünkü; “Baharı görmeden hayatımız kış olabilir.”