İnfak Yatırımları İçin Fırsat Mevsimi

Bünyamin ÇİL
buncilson@hotmail.com

Açe’ye yaptığım ilk ziyaretim mevlid kandiline rastlamıştı. İnsanlarda tatlı ve heyecanlı bir telâş görmüş ve orada bulunan IBS derneğimizin temsilcisi Sami Bey’e sebebini sormuştum. Aldığım cevap beni hayli şaşırttı. Çünkü Açe’de, Peygamberimiz’in doğumu sadece mevlid kandilinde bir gün değil, Türkiye’de son yıllardaki uygulamada olduğu gibi bir hafta değil tam yüz gün olarak kutlanıyormuş.

Bu yüz günde de insanlar sırayla evlerinde Peygamberimiz hürmetine yemek davetleri veriyorlar, dualar, sohbetler ediyorlar ve fakir-fukara için imkânları nispetinde yardım seferberliği yapıyorlarmış. Hattâ tsunami felâketi sırasında bile bu güzel âdetlerini terk etmemişler.

O günlerde IBS Yetimhane-si’nde de tatlı bir heyecan vardı. Yetimler, elbirliği ile yetimhanenin bahçesinde kutlamaya başlayacakları mevlid günleri için temizlik yapıyor ve sürre alayındaki mahmel-i şerîfe benzer taht şeklinde bir plâtform için çalışıyorlardı. Etrafını Türk ve IBS bayrakları ile süsledikleri plâtformu renkli boyalarla boyuyor ve ışıklarla donatıyorlardı. Daha sonra bu plâtformlarda Kur’ân-ı Kerim okuyup salevatlarla sohbetler ediyorlardı. O heyecan ve huşû asla unutamayacağım anlardandır.

Açelilerin bu yüz günlük mânevî atmosferine benzer şekilde, bizler de yaklaşık aynı süredeki üç aylar iklimine adım atmış bulunuyoruz.

Bazı zaman dilimlerine Rabbimiz ayrı bir kıymet vererek onları diğer vakitlerden üstün kılmış. Bizlere düşen de bu bereket anlarının kıymetini bilmektir. Hayatımızın son üç ayları belki bu üç aylardır. Seneye bu fırsatları yaşayacak nefeslerimiz olmayabilir. Onun için dem bu dem demeliyiz.

Bu aylar, kalbimizdeki merhamet duygularının coşacağı mevsimlerdir. Bu fırsatı ganimet bilerek yarınlarımız için infak yatırımları yapmalı, her zaman yaptığımız infaklarımızı artırmalı, hayatımızdaki bazı lüksleri kaldırarak muhtaçlara, yetimlere pay ayırmalıyız.

Çünkü bu aylarda yapılan her amelin diğer zamanlara nispeten muhakkak kat kat fazla ecri vardır.