Râşid Halîfeler Dönemi (Hulefâ-i Râşidîn) HAZRET-İ ÖMER DÖNEMİ 4 (634-644)

AHMET MERAL

İSLÂM DEVLETİNİN TEŞKİLÂTLANDIRILMASI

Yeni fetihler sonucunda sınırların fevkalâde genişlemesi ve yönetilen nüfusun öncekine göre kat kat artması, yönetimin yeni şartlara göre teşkilâtlanmasını zarurî hâle getirmişti. Bu amaçla Hazret-i Ömer tepeden tırnağa idarî, adlî, askerî ve malî alanda yeniden yapılanmaya gitti. Onun gerçekleştirdiği bu değişiklikler ve kurduğu müesseseler yüzyıllar boyu ilham kaynağı olmaya devam etmiştir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

• İller oluşturuldu ve bu illere merkezden valiler atandı.

• İlk adlî teşkilat kuruldu, mahkemelere kadılar tayin edilerek geniş yetkilerle donatıldı.

• Fethedilen ülkelerde Kûfe, Basra, Fustat gibi yeni şehirler oluşturuldu. Buralara Müslümanlar yerleştirildi. Bu kentler uzun süre hem ilim merkezi oldular hem de askerî açıdan önemli vazifeler gördüler.

• İlk defa dîvan (danışma-şûra meclisi) oluşturuldu.

• Eğitime önem verildi, özellikle yeni fethedilen bölgelerin ve İslâm ile yeni tanışanların dinî açıdan aydınlanmaları için camiler açıldı.

• İlk ordu teşkilâtı kuruldu, dâimî ordular ve ordugâhlar oluşturuldu.

• Memurlara, gönüllü askerlere ve din adamlarına maaş bağlandı.

• İkta‘ isimli toprak düzeni yürürlüğe girdi. Bu sistemle toprak gelirlerine karşılık asker yetiştirme esası benimsendi.

• Fethedilen yerlerde ilk defa gayr-i müslimlerin güvenlikleri ve askerî muâfiyetlerine karşılık onlardan «cizye» vergisi alınmaya başlandı. Vergide adalete titizlikle uyuldu ve eski yönetimlerin ağır vergileri hafifletildi.

• Hazret-i Ali’nin teklifi üzerine «hicrî takvim» benimsenerek ilk defa uygulamaya konuldu.

HAZRET-İ ÖMER’İN ŞEHİD EDİLMESİ

Medine’de Fîruz isimli, künyesi Ebû Lü’lüe olan Zerdüştî bir köle yaşıyordu. 642 yılında Sasanî devletinin yıkılmasına yol açan Nihavend Savaşı’nda esir alınmıştı. Muğîre bin Şu’be’nin kölesi olarak Medine’de çalışmakta ve kazancını sahibine vermekteydi. Ebû Lü’lüe, Hazret-i Ömer’e, sahibinin kendisinden almakta olduğu ücretin fazlalığını şikâyet etti. Hazret-i Ömer, kendisine ne iş yaptığını sordu. Fîruz marangozluk ve demircilik yaptığı cevabını verdi. Hazret-i Ömer: «Bu kazançlı mesleğe göre senden alınan miktar çok değildir» deyince kızarak yanından ayrıldı. Fîruz ertesi gün sabah namazında Hazret-i Ömer’i elbisesinin içinde sakladığı bir hançerle ağır bir şekilde yaraladı. Yakalanmaktan kurtulamayacağını anlayınca da intihar etti. Hazret-i Ömer’in yarası da hayatî tehlike arz ediyordu. Yaralanmasının üçüncü günü Kasım 644’te şehid oldu.