ATEŞ

Nuri BAŞ

Merhum Es’ad Erbilî –kuddise sirruh- Hazretleri’nin bir gazellerine tahmîsimdir.

Tesellî bulmuyor gönlüm, gecem âteş, nehâr âteş.
Seherler, nurlu yıldızlar, esen rüzgâr, bahar âteş.
İlâhî nûra gark olmuş ufuklar hem diyâr âteş.
Tecellâ-yı cemâlinden habîbim, nevbahâr âteş.
Gül âteş, bülbül âteş, sümbül âteş, hâk ü hâr âteş.

Tutuşturmuş Sen’in aşkın, bu âlemlerle eflâki
Bütün hicrânlı feryâdlar, yakar enfüsle âfâkı
Gönül aşkınla yansın hep aman söndürme ey sâkî.
Şuâ-yı âfitâbındır, yakan bil cümle uşşâkı,
Dil âteş, sîne âteş hem dü çeşm-i eşkbâr âteş.

Güzel esmânı tâzîmen, demâdem ansa cân u dil.
Sen’in çehrenden aydınlık alıp nurlansa cân u dil.
Şifâ havzından ümmetler içip hem kansa cân u dil.
Hayâl-i şem‘i rûyunla acep mî yansa cân u dil.
Nigârım, gel de gör, kalbim de âteş, âh u zâr âteş.

Muhalmiş aşkı anlatmak abesmiş kıyl u kāl etmek.
Değilmiş kalbi gâfilken, bir âşık gönle vasletmek.
Bu aşk; kudsî bir âteşmiş ve zormuş hall ü fasletmek.
Ne mümkin bunca âteşle şehîd-i aşkı gasletmek?
Ceset âteş, kefen âteş, hem âb-ı hoş-güvâr âteş.

Nedâmetler edip bıktım, hazân olmuş cihânımdan.
Hicap duydum ve ürperdim lisânımdan, dehânımdan.
Ve ben zâr eyledim dâim, ayânımdan, nihânımdan.
Ben el çektim safâ-yı hâtır u ârâm-ı cânımdan.
Safâ âteş, cefâ âteş, firâr âteş, karâr âteş.

Övünsem, yok ki bir vârım, ne bir nesnem, ne bir câhım
Sen’in hicrân-ı aşkından erir dil, durmuyor âhım.
Elimden tut, aman mahrûm-i dîdâr etme ey mâhım.
Ne yapsam bu dil-i mahzûnu mesrûr eylemem şâhım.
Gam âteş, gam-küsâr âteş. Temennâ-yı mesâr âteş.

Garip, şeydâ olan bülbül, çekinmez hârdan hâşâ.
Şikâyet eylemez Hak dost olanlar nârdan hâşâ.
Usanmaz gerçek âşıklar a Nûrî zârdan hâşâ.
Ümîd-i âfiyet bekler mi Es’ad yârdan hâşâ.
Saçar oldukça gözden ol nigâr-ı gül-izâr âteş.

Vezni: Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün