Yüzakı Bir Netice

Bünyamin ÇİL
buncilson@hotmail.com

Samimiyetle yapılan işlerde vazifeler yüz akıyla neticeleniyor.

Yardımlaşma ve kardeşlik duygularını her tarafa taşımak üzere IBS «Uluslararası Kardeşlik ve Yardımlaşma Derneği» olarak bu kurbanda dünyanın dört bir yanında faaliyetlerde bulunduk.

Ben Brezilya’ya gittim. İfade etmeliyim ki orada şimdiye kadar yaşamadığım bir bayram lezzeti tattım. Gözü yaşlı insanlara mendil olabilmek, muhtaçların tebessüm ettiğini görebilmek, aylardır bir parça et yiyememiş insanların sofralarını doldurabilmek, öyle tarifsiz bir duygu ve öyle güzel bir rahmet ki. Ancak yaşamak lâzım.

Meğer insanlara faydalı olabilmek için hayır yolunda iyi niyetlerin ne kadar müstesnâ meyveleri varmış. Öyle ki yaptığımız hizmetlerde tahmin etmediğimiz başka başka güzellikler de yaşadık. Bunların içinde bana en çok tesir eden şey, yaptığımız faaliyetlere ve göstermeye çalıştığımız kardeşlik çırpınışlarına bakarak Mario isimli bir şahsın Müslüman olmasıydı.

Mario, Brezilyalı. Okumuş, görmüş bir insan. Fakat Brezilya’da çevresindeki hayattan, toplumun içinde bulunduğu mânevî uçurumdan bunalmış. İnsanların birbirlerine olan ilgisizliği, duyarsızlığı ve hattâ bencilliği karşısında hayata karşı bakışı anlamsız hâle gelmiş. Bu çalkantılar içinde acaba bir çıkış yolu bulabilir miyim diye durmadan araştırmalar yapmış. Bu arada İslâm’a merak salmış. Fakat yarım yamalak bilgiler ışığında tam bir değerlendirme sahibi olamamış. Bu yüzden de bir türlü Müslüman olmaya karar verememiş.

Biz oraya vardığımızda beni onunla tanıştırdılar. Her attığımız adımı, her yaptığımız işi, inceden inceye süzüyordu. Bizim, dünyanın tâ öbür ucundan kalkıp gelerek buradaki muzdaribin, garibin ve muhtacın derdiyle ilgilenmemizdeki, gösterdiğimiz kardeşlik yakınlığındaki sırrın sebebini çözmeye çalışıyordu. Buradaki samimiyet ve muhabbete hayranlığını da gizlemiyordu. Sonunda geldi ve zihnine takılan son birkaç soruyu bana yöneltti.

Dilim döndüğünce cevaplamaya çalıştım. Konuşmamız bittiğinde Cenâb-ı Hakk’a şükürler olsun ki, kararını artık vermişti. Oracıkta bizim yanımızda kelime-i şahâdet getirerek hidâyetin ölümsüz kevserini tattı. Adını da Muhammed olarak aldı. Mario, Muhammed olmuştu. O anda neler hissettiğimi anlatamam. Gönlüm bir hidâyete vesîle olmanın huzuruyla çarpıyordu. Allâh’a sonsuz hamd ü senâlar ettim.

Anladım ki samimiyetle yapılan işlerde vazifeler yüz akıyla neticeleniyor. Bu neticelerin mutluluğu içinde ifade etmeliyiz ki, yaşanan bütün güzelliklerde en büyük hisse, hiç şüphesiz ki hayır ve hasenâtlarını bize (IBS’e) teslim ederek dünyanın dört bir yanına yardım eli uzatmaya çalışan hayırsever, merhamet sahibi, siz şefkatli gönüllerindir.