Ölüm Bir Hayat; Vuslat İse Hayat…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Şu ölümden gece gündüz niye herkes ürker?
Oysa dünyâda ölüm, belki de en tatlı kader…
Can yakan ayrı nefesler bitiyor, gün bitiyor,
Ey gönül, böylece gurbetteki sürgün bitiyor.
Mârifet; ten kafesinden uçuvermek, yalınız,
Eskiyen elbiseden kurtulacak ruhlarımız.
Bize fânîde ölüm, vuslata rehber hediye,
Can verenden yana hiç sorma niçin öldü diye.
Yaşamak sırrı ölümdür, ölümün sırrı hayat,
Durmadan tâzelenir bizdeki binlerce sıfat.
Ölümün çâresi var, ölmeye râzıysan eğer,
Ten değil rûhu yaşat, ömrünü öldürme yeter!

Bu hayattan daha çok lâzım ölüm terbiyesi,
O diriltir çilelerden tükenen her nefesi…

Ey ölüm istemeyen, olsa ölümsüz bu cihan,
Canavarlıktan uyanmaz nice vahşî insan…
Ölüvermek ne deyip serme sakın aklına un,
Taşacak zulmü düşün, ölmese gaddar Firavun…
O ki zâten ölü bir hâlde rezil mikroptu,
Niceler ondaki mikropla hayattan koptu.
Hep bu yüzden ölüyor bir sürü mazlum yerde,
Hep bu yüzden dolaşır bir sürü ah göklerde.
Kara katran kesilir gün bile bundan her gün,
Böyle âfettir ölüp gitmesi mâmur gönlün.
Bir gönül ölse eğer, kirli tabuttur bedeni,
Yaşıyor sanma ezelden beri rûhen öleni.
Ruh çöküp öldüğü an canlı değildir insan,
O leş olmuş kişinin ömrü de ancak hüsran…
Sâde ölmüş diyemem, hem de gebermiştir o kul,
Onu ihyâya ne hastâne bulursun ne okul!
Kul nasıl sürse ömür, öyle verir son nefesi,
Son nefes hükmüne uygun dirilir ten kafesi…
Ölü bir hâlde yaşarsan öleceksin kötürüm,
Diri bir hâlde yaşarsan seni öldürmez ölüm.

Ey beşer, vakti değerlendir ömür kaç sâat,
Ölümün hikmeti ömründe senin, anla fakat,
İntihâr etme, güzeldir diye ölmek, zîrâ
Karışırsan yüce takdîre, yanarsın nâra…
Burda yalnız ölümün sunduğu can sırrına er,
Diri ol, dipdiri kal, tüm ebedîlik bu hüner…
Dolu ölmek dirilik, boş yaşamak, ölmektir,
Ömrü bomboş yaşayıp düşmeyesin kabre esir!

Nice kıştan yaza yazdan kışa mevsim mevsim,
Gece gündüz gidişat, bizlere sonsuz eğitim…
Bir taraftan soğuğun hançeri işler ciğere,
Bir taraftan sıcağın okları şişler ha bire…
Gök delinmiş gibi bâzen yere seller boşanır,
Ararız damlayı bâzen de kuraklık yaşanır…
Böyle fânîde içersen dirilik iksirini,
Hak temizler o zaman sendeki dünyâ kirini,
Ve çakılmazsa gönül yerdeki kabrin taşına,
Söyle Seyrî, ölümün elleri değmez başına…

feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa‘lün)