Sizin Köşeniz

Can toprağına Cenâb-ı Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in muhabbet damlası düşen kardeşlerimiz, Allah’ın selâmı, rahmeti, sonsuz hayır ve bereketi üzerinize olsun.
Yüzakı Dergisi nice zamandır çıkıyormuş da benim haberim yokmuş. Bir dostumuz getirdi de tanış olduk. Hastalık sebebiyle evden çıkamıyoruz. Böyle olunca da kafesteki kuş gibi nâle ve feryâdımız ancak kafes içinde kalıyor. Sevgili’nin diyârından bâd-ı sabâ kokuları taşımada ve biz böyle tesellî olmaktayız.
M. Necati BURSALI / İstanbul

 

Merhaba Yüzakı…
Derginizin ismini daha önce birçok defalar duymuştum. 2006 senesinin başında da görmek nasip oldu. Derginin dış görünümü ve kapakta yer alan “Muhteşem Süleymaniye” ibaresi beni hemen kendisine çekmişti. Elime alıp incelemeye başladığımda ise dışından çok çok daha güzel bir muhtevâya rastladım. Hemen üzerindeki künye bilgilerini kaydettim ve ilk fırsatta abone olmaya karar verdim.
Böylesi güzel şiirlerin tek bir dergide toplanabilmesi oldukça büyük bir başarı… Edebiyat ve şiire olan ilgime, sayenizde doğru bir yön tayin etmeye çalışıyorum. Edebiyatımızdaki savruklukların derginiz sayesinde belli bir nizam ve düzen kazanacağına inanıyorum.
Elinize, yüreğinize sağlık…
Erol KARCI / İstanbul

 

Sayın Yüzakı Ailesi,
Ülkemizde ismine lâyık dergi bulmak çoğu zaman zor bir şey… Fakat derginiz, sahip olduğu ismi gerçekten hak eden bir dergi. Bilhassa edebiyatımızın ve sanatımızın yüz akı olmayı fazlasıyla hak eden bir çalışma içindesiniz.
Şiirlerinizin yanında röportajlarınız da apayrı bir farklılık ve zenginliğe sahip. Bilhassa kültür-sanat bölümündeki röportajlarınızdan öz sanatlarımıza dair birçok bilgi öğrendim. İnşallah bu röportajlarınızı bilâhare kitaplaştırırsınız.
Kitaplaştığı takdirde de çok önemli bir başvuru kaynağı olacağına inanıyorum.
Niyazi ERTÜRK / Ankara

 

Yüzakı bir dergi, Yüzakı bir okul…
Düzce’de düzenlemiş olduğunuz programlardan birisine katıldım. O gün oraya gelirken derginizden haberim yoktu açıkçası. Fakat programınızın farklılığı ve seviyesi çok hoşuma gitmişti.
Daha sonra çıkışta yer alan afişlerden birindeki «Yüzakı bir dergi, Yüzakı bir okul» ifadesi dikkatimi çekti. Bir derginin aynı zamanda bir okul olması yerinde bir iddiaydı… Programa katılan kişilerin büyük ilgi gösterdiği Yüzakı Dergisi ise stand masasının üstünde âdeta gülümsüyordu. Hemen son birkaç sayıdan aldım ve bir an önce okuyabilmek için eve yollandım. Hiç beklemediğim şekilde okudukça bağlandım… O gün, bu gündür Yüzakı’nı elimden düşürmüyor, bir sonraki sayınız gelene dek, okuduğum yazıları tekrar okumakla kendimi teselli ediyorum.
Hasan KARACA / Düzce