«YARA»DAN «YÂR»E

YAZAR : Ali Rıza KAŞIKCI ali_rz_@hotmail.com Yâren! Yok mu senin de bir yâren? Şayet yoksa bir yaran, nasıl tanıyacaksın beni? Ben nasıl seçeceğim seni binlerce sûret içinden? Sağ omzunda bir karanfil büyüklüğünde yaran yoksa ben nasıl tanıyacağım seni? Ben yarasından tanırım dostlarımı yâren. Onun için çıktım ben bu yola. Yaran yoksa merhem olamam sana. Ya da sendeki yaradan merhem yapamam […]

Continue reading »

ESKİ BİR SARIK

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Nakşibendî şeyhlerinden Ubeydullah Ahrâr -kuddise sirruhû-, 1404’te Taşkent’te doğdu. Nakşibendî geleneğinde Hâce-i Ahrâr diye tanınır. Çocukluğunda hem mektebe devam etti, hem de ziraatla uğraşan babasına yardımcı oldu. Yirmi iki yaşına geldiğinde ilim tahsili için Semerkant’a gitti. 1431’de Nakşibendî şeyhi Ya‘kûb-i Çerhî -kuddise sirruhû-’ya intisâb etti ve şeyhinden hilâfet alarak Herat’a döndü. Yâkûb-i Çerhî -kuddise […]

Continue reading »