Nefse Bekçi Olmak!

Doç. Dr. ÖMER ÇELİK Bir nimetin zâyî olmasını engellemek ve ondan istifade edebilmek için başında bekçi olmak gerekir. Baba, ailenin bekçisidir. Hanımının, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılar. Onların faydasına olan her şeyi elde etmeye, zararlı şeylerden de onları bütün gücüyle korumaya çalışır. Peygamber Efendimiz: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüz sürüden mes’ulsünüz. Âmir, memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun […]

Continue reading »

Elmas Zannedilen Cam Kırıkları

NACİ ÖZTÜRK Sultan Mahmud Gaznevî, bir savaş sonunda kıymetli bir elmas taşı ganimet olarak ele geçirir. Sonra taşı etrafındaki vezirlerinden birine vererek der ki: “–Şu taşı al, kır! Parçala!” O vezir der ki: “–Sultanım, bu çok kıymetli bir taş, bu bir elmas, ben bunu nasıl parçalarım?” Sultan nadide elması diğer bir vezirine verir: “–Şu taşı al, parçala!” O da şöyle […]

Continue reading »

Hatır İçin Secde

İRFAN ÖZTÜRK Ulü’l-azm peygamberlerden olan Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-, teslimiyeti ve tevhid mücadelesi yanında cömertliğiyle de mâruftur. Anlatılır ki, İbrahim -aleyhisselâm-’ın evine bir dilenci gelir ve Allah için bir şeyler ister. Hakk’ın Halîl’i, derhâl isteğini yerine getirir. Bununla da kalmaz, dilenci evinin ikinci köşesine doğru yürüyünce, bir çadır sûretindeki evinin o köşesinden de bir kapı açar ve o kapıdan da dilenciye […]

Continue reading »

O’nu Dinlemek

ADEM SARAÇ Peygamber Efendimiz’i dinlemek ve O’na itaat etmek… Dünya ve âhiret hayatımızı kurtarmanın tek yolu bu… Sahâbe-i kiram efendilerimiz böyle kurtulmuşlardı. Bunlardan biri de Hazret-i Habbâb bin Eret -radıyallâhu anh- idi… Demirci ustası olan Hazret-i Habbâb -radıyallâhu anh-, İslâm ile şereflenmiş, başkalarının da şereflenmesi için elinden geleni yapıyordu. Bir yandan da işini en iyi bir şekilde yapmaya çalışıyor, müşterilerini […]

Continue reading »

Yarım Kalmış Kitapların Sonu

YILMAZ KISA Ömür yolcuğunun ne zaman sona ereceği bilgisinden elbette yazarlar da mahrumdur. Eserin biri biter biri başlar. Bir de bakarsınız ki vakit gelmiştir, emanet alınmıştır, gül cemal solmuştur. Bu yazımızda “İrtihal eden yazarların başlanmış eserleri varsa sonu ne olmuş?” merakından yola çıkarak bazı bitirilememiş eserlerin sonlarını yazmaya çalışacağız. Bazı eserler bazı kişileri hatırlatır: Mesnevî denilince Mevlânâ, Mevlid denilince Süleyman […]

Continue reading »

Tanıtım – Bediüzzaman’dan İhtiyarlık Dersleri

“İhtiyarlıktan beli bükülmüş yaşlı bir adam, bastonuna dayanarak güçlükle ilerliyormuş. Arkasından gelen ve babasının elinden tutarak yürümekte olan küçük bir çocuk, insanoğlunun günün birinde belini dik tutmasının bile başarılması güç bir iş olduğunu bilmediğinden, onu yerde bir şey arıyor sanmış, babasına dönerek: «Baba, bu dede yerde ne arıyor?» diye sormuş. İhtiyarın neyi kaybettiğini çok iyi bilen babası: «Gençliğini arıyor yavrum!» […]

Continue reading »

Rûhî

SABİHA TAK Bağdatlı Rûhî, Dîvan edebiyatının en zirve şahsiyetlerinin yetiştiği bir dönemde; 16’ncı yüzyılda yaşamış bir şairdir. Babası Kanunî’nin Bağdat’ı fethinden sonra buraya yerleşmiş; Rûhî de Bağdat’ta h. 941 (m. 1534-1535) yılında dünyaya gelmiştir. Eğitimini Bağdat’ta tamamlamakla beraber birçok Osmanlı paşasının maiyetinde çalıştığı için hayatı boyunca farklı yerlerde bulunmuştur. Zaten şair seyahat etmekten hoşlanmaktadır. Bağdat civarındaki Necef ve Kerbelâ gibi […]

Continue reading »

Mekke’de Bir Ev – III

ALİ HÜSREVOĞLU (Özet: Müslüman oldukları için oğullarını evde hapseden Süheyl Bin Amr, Bedir Savaşı’na katılmış müşrüklerin mağlup olduğu harpte esir düşmüştü.) Süheyl, kısa sürede Mekke’ye döndü. Önü alınmaz bir hınç, yenemediği bir öfke, kırılmış bir gurur onu yakıp kavuruyordu. Oğlu Ebû Cendel evinde onu karşıladı. Birkaç zaman önce Halid bin Velid’den ve Ebû Süfyan’dan hakaret gören Ebû Cendel, babasına karşı […]

Continue reading »

Hırs

YAZAR : Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com Açgözlülük, şiddetli istek, aşırı derecede tutkunluk olarak tarif edilen hırs; insan fıtratında var olan bir davranış biçimidir. Aklın kontrolünde kullanılmadığı zaman, gemi azıya alan; hasetle birleştiğinde canavarlaşan bu duyguyu yenmek ya da onu iyiye, doğruya yöneltmek büyük bir eğitim ve irade gerektirir. Doyumsuzluğun olduğu yerde elbette ki mutluluktan söz edilemez. O yüzdendir ki hırs ile […]

Continue reading »

Din Kültürü Dersinin «Zorunluluğu»

H. Kübra ERGİN Son günlerde yeni anayasa tartışmalarıyla birlikte din kültürü ve ahlâk bilgisi derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması konusu yeniden gündeme geldi. Geniş bir kesim, mevcut din derslerinin yetersiz olduğunu düşünürken, bu derslerin idarecilerin inisiyatifine kalmış, yok olmaya mahkûm bir seçmeli ders hâline getirilmesi teklifi elbette tartışmalarla karşılandı. Biz de bu tartışma vesilesiyle eğitimle din arasındaki bağı yeniden gözden geçirmeyi […]

Continue reading »
1 942 943 944 945 946 1.032