AÇIK DİLEKÇE

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com Ey Rabbim, isyankâr kul etme beni! Dalgayla savrulmuş sal etme beni! Gönül bahçem burcu burcu donansın, Meyvesiz ağaçta dal etme beni! Gülşende gezinen arı olayım, Zehrin peteğinde bal etme beni! Gönülden gönüle gitmek muradım, Hoyratça çiğnenen yol etme beni! Yeşil yaylalara vurgundur gönlüm, Çölde kavurucu yel etme beni! Karakış hükmünde devran sürerken, Vakitsiz açılan gül etme […]

Continue reading »

GÜLNİHÂL

EDİBİ (Recep YILDIZ) nazbelli@yahoo.com Bir zamanlar Gülnihâl derler, güzel Bir melek sevdim ki, aşk efsânesi… Fecrin aydınlık yüzünden damlamış Kâinâtın inci-mercan tânesi… Gülnihâl bir körpe ceylân, gül gibi Gülnihâl gönlümde sevdâ bestesi Eskiler Leylâ’ya gül dermiş, fakat Gülnihâl’im sanki bir gül destesi… Gözlerimden Gülnihâl’den başkası, Geçmesin hiç, kaybolup gitsin, derim Her zaman her yerde yalnız Gülnihâl, Gülnihâl’den başka görmez gözlerim. […]

Continue reading »

NE DE ÇABUK MÂZÎ OLDU…

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com Bir dönüp bakalım şöyle mâzîye, Neleri unuttuk, neyi yitirdik?.. Giden güzellikler gelmez geriye, Vefâsızca birçok şeyi yitirdik… Yılların en hoyrat bakışlarında, Harcandık hayatın yokuşlarında! Kaybolduk kentlerin varoşlarında, Dağları, kırları, köyü yitirdik… Komşuluk azaldı, site çoğaldı, El işi, göz nûru eskide kaldı… Postacılar mektup dağıtmaz oldu, Nostaljide kalan payı yitirdik… Vefâ kelimesi bir semtte kalmış, Tarih, artistlere […]

Continue reading »

ŞÜKÜRLER OLSUN…

Bekir ÇİÇEK Yaratıp da yoktan vara gelişe, İmkân kılan Rabbe şükürler olsun… Her ihtimal varken türlü oluşa, İnsan kılan Rabbe şükürler olsun… İnsanlık dalâlet çöplüğü gibi, Şirkin ve inkârın görünmez dibi, Katından rahmetle bize nasibi, Îman kılan Rabbe şükürler olsun Rab olarak bildik yüce Allâh’ı, Yürürüz, en önde Rasûller Şâhı, Gözlere aydınlık, gönle sabahı, Kur’ân kılan Rabbe şükürler olsun… Uymadık […]

Continue reading »

EBEDÎ ÂLEME EDEPSİZ GİTME!

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Ey Nefsim! Bu sözüm sanadır sana, Ebedî âleme edepsiz gitme! Bin türlü mazeret gösterme bana, Ebedî âleme edepsiz gitme! Seni hep aldattı beşerin boşu, Bitecek beşikten mezara koşu, Hayâdan nasipsiz, kibir sarhoşu, Ebedî âleme edepsiz gitme! Yanaşmadın zikre, şükre, sabıra, Hani hazırlığın var mı kabire? Edepsizlik edip durma ha bire! Ebedî âleme edepsiz gitme! Edep yolculuktur, edep […]

Continue reading »

72. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Küçük bir çocuk; daraldığında, canı yandığında; «Anne!» diye basar feryadı… İnanç âlemi ne olursa olsun; her insan da, dara düşünce Yaratıcısını, Rızıklandırıcısını, Rabbini hatırlar; «Allah!» der… İş, bu; «Aman yâ Rabbî» feryâdını, her zaman ve zemine yaymakta… İşimiz daima duâya kalır, evet… Zaten her iş, her zaman duâya asılı. Gayeler; ancak fiilî ve kavlî olarak duâ etmekle, ilâhî […]

Continue reading »

Hakikî «Bilenler»den Olmak İçin; DUÂ HÂLİNDE BİR ÖMÜR…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi “…Keşke bilselerdi…” (el-Ankebût, 41) HERKESİN KABUL ETTİĞİ HAKİKAT Bütün insanlığın kabul ettiği bir hakikat var. Ehl-i îman da kabul ediyor bu hakikati, ehl-i küfür de… Ârifler de biliyor, gafiller de… Genç de biliyor, ihtiyar da… Fakir de biliyor, zengin de… Zalim de biliyor, mazlum da… Herkesin bildiği bu hakikat, bu âlemin her şeyiyle fânî […]

Continue reading »

O SES…

Hüdâyî ÜSKÜDARLI Sultanahmet Camii’nden çıkmışlardı. Fatma Hanım saatine baktı: –Orhan evlâdım, vaktimiz müsait. İstersen Topkapı Sarayı’nı da görelim. –Tam ben de bu istekte bulunacaktım yengeciğim. –Haydi öyleyse. Birlikte yürüdüler. Hem dolaşıyor, hem sohbet ediyorlardı. Zihinlerindeki tarihî bilgiler, gördükleri ile birleşince birden hareketleniyordu. Fatih Sultan Mehmed Han’ın yaptırdığı ve Sarây-ı Cedîde-i Âmire adını verdiği bu saray, Osmanlı’nın en ihtişamlı yıllarının idare […]

Continue reading »

Kayser Önünde İzzetli Bir Esir ABDULLAH İBN-İ HUZÂFE ES-SEHMÎ -2-

Ömer OKUDAN okudan@yuzaki.com Hicretin dokuzuncu yılı, Rebîu’l-âhir ayının âhiri… Mekke Fethi’nden yedi ay sonra… Vedâ Hutbesi’yle taçlanacak olan ebedî risâletin yirmi ikinci senesi… Allah Rasûlü’nün feyizli tebliğinin bereketiyle şirkten yakasını kurtaran Cezîretü’l-Arab’a huzur ve sükûn hâkimdi. Günler bu minval üzere geçerken emniyet ve âsâyişi bozabilecek bir tehlikenin haberi Medine’ye ulaştı: «Eşkiyalık yapan Habeşli korsan gemileri Şuaybe Limanı yakınlarında görüldüler!»1 Efendimiz […]

Continue reading »

KUŞ RİSÂLESİ (RİSÂLETÜ’T-TAYR)

İmam Gazzâlî – Terc: Mahmut KAYA Rahmân Rahîm olan Allâh’ın adıyla. Yapıları değişik ve türleri farklı kuşlar toplanarak kendileri için bir kral gerektiği sonucuna vardılar. Bunun için Ankā’dan daha uygun birinin bulunmadığı hususunda ittifak ettiler. Onun batıdaki bir adada oturduğunu öğrendiler. Ona duyulan şevk ve istek, kuşları bir araya toplamıştı. Bir an önce ona kavuşup himayesine sığınmaya, çevresinden yararlanmaya ve […]

Continue reading »
1 747 748 749 750 751 1.023