YAVUZ SULTAN SELİM HAN’A KIRK BİR MISRA

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com      Bir Sultan ki, az rastlanır eşine, Ulu Hakan, Yavuz Sultan Selim Han! Düşmüş Çaldıran’da Şâh’ın peşine, Yazmış destan, Yavuz Sultan Selim Han…    Bir Osmanlı, Osmanlı’nın sâlihi, Bir cihangir, adâletin tarihi, Mısır, İran, Afrika’nın fatihi; Bir kahraman, Yavuz Sultan Selim Han…    Top sesiyle şahlanırken her kır at! Sanki Hak’tan ona inmiş bir berat, Sahâbîden […]

Continue reading »

CEMRE DÜŞER GÖNLÜNE

Basri DOĞAN basridogan@hotmail.com       Cemre düşer gönlüne, umutların ısınır, Sözün hası sükûtun gölgesine sığınır.   Alevlenir, hışımla kin tutanın ateşi, Uzaklaşır merhamet, yakar kardeş kardeşi.   Öfke olur rûhunda, gazabınla var olur, Bir an nefse kapılsan, zulüm iktidar olur.   Ateş yağar semâdan, nice mazlum can yanar, Mukaddes bir beldede garip müslüman yanar.   O dilerse, zâlimin servetini pul […]

Continue reading »

DÖRTLÜKLER

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com     DERDİMİZ ve DUÂMIZ   Tefrika temelden yıkar bizleri. Çağ içi haşerat sokar bizleri. Rabbim cehâletin karanlığından; İslâm’ın nûruna çıkar bizleri…    YÂ SABIR!   Kardeşin Kābil’se kazar kuyunu, Yanarsa Yâkûb’un yüreği yansın. Bunca ihânet ve bunca zulüme, Yâkup yürekliler nasıl dayansın!..   FİRÂSETLE BAK!   Bırak Çin’i, Maçin’i, git de bak ta Fizan’da, Muhbiri, muhabiri, yalan haberi vardır. […]

Continue reading »

YÜREĞİM KERBELÂ

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com      Sînemde bir kervan susuz ve yorgun, Zaman on dört asır öncesi hâlâ. Çarmıha gerilmiş saatler durgun, Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.   Zifire büründü ihânet koyu, Zâlimler çok gördü bir avuç suyu, Cehenneme koştu Kābil’in soyu… Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.   Kaç yerden vuruldu Peygamber gülü, Kızıla boyandı göklerin tülü, Başıma savruldu bu nârın külü; Yüreğim Kerbelâ, […]

Continue reading »

Efendimiz (S.A.S.)’in Gönül Dünyasında HAŞYET, MERHAMET ve ZÜHD

Osman Nûri TOPBAŞ   SAHÂBÎ’NİN ENDİŞESİ   Sevban -radıyallâhu anh- dünyada muhtemelen bir dikili ağacı, bir çadırı bile olmayan fakir bir âzadlı köleydi. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna gelir, sohbetini dinler, hâlden hâle geçer, yine giderdi. Tekrar gelir, yine sohbetini dinler, hâlden hâle geçerdi.   Bir gün huzûr-i saâdete geldi. Hassas bir gönle sahip olan Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onun hüzün […]

Continue reading »

İslâm’ın Şiârı; NAMAZ…

Osman Nûri TOPBAŞ  NAMAZSIZ BİR DİN?    Mekke’nin fethinden sonra Rasûlullah Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Tâif şehrini de muhasara etmiş, ancak bir müddet sonra kuşatmayı kaldırmıştı.    Bir süre sonra Tâif’te yaşayan Sakîf kabîlesini temsil eden bir heyet Medine’ye geldi. Onlar namazdan affedilmeleri şartıyla îmâna gelip itaat edeceklerini bildirdiler. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onların bu tekliflerini;    “Rükûsuz (namazsız) bir […]

Continue reading »

GERÇEK HİCRET ALLÂH’IN YASAKLARINDAN UZAKLAŞMAKTIR

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com     BİR HADİS:   عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ :    « …اَلْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ مَا نَهَى اللّٰهُ عَنْهُ »    Abdullah bin Amr -radıyallâhu anhümâ-’dan rivâyet edildiğine göre, Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:   “(Gerçek) muhâcir, Allâh’ın yasakladığı şeylerden uzak duran kimsedir.” (Buhârî, Îmân, […]

Continue reading »

Gönüllerin Yönelimi KIBLE MESELESİ -7-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr      اَلَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ اَبْنَٓاءَهُمْۜ وَاِنَّ فَر۪يقًا مِنْهُمْ لَيَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ ۝١٤٦   “Kendilerine (daha önce) Kitap verdiklerimiz (yahudi ve hıristiyanlar) O’nu (Rasûlullâh’ı), kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen (yine de) içlerinden bir grup (kıskançlık ve bencillikle) bile bile hakkı (gerçeği) gizlerler.” (el-Bakara, 2/146)   Buradaki hitâbın bu şekilde Rasûlullah -aleyhisselâm-’ın şahsına yöneltilmesi; O’nun arkasındaki müslümanlara […]

Continue reading »

Akîde ve Fıkıh Açısından EHL-İ KİTAP

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    Kur’ân-ı Kerim’de insanları önce iki grup görürüz:   •Mü’min ve Kâfir…    Sonra Rabbimiz, küfrün çeşidine göre insanları üç gruba ayırarak da tasnif eder:   •Îmân edenler / mü’minler   •Îmân etmeyenler / kâfirler   •Îmân etmiş gibi gözüken kâfirler / münafıklar.   Yani aslında münafık da kâfir fakat, müslüman gözüktüğü için ayrı bir şekilde adlandırılmış.    […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -41- HER İLİM, ERBÂBINDAN…

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.)   SÜRDÜRÜLEBİLİR İBÂDET HAYATI    Müellifimiz, önceki maddelerde tasavvufî yolların çeşitliliğinden bahsetmişti. Bu maddede, sıradan halk için uygun olan tasavvuf yolunu tarif ediyor:   Altmışıncı Kaide:   “Tasavvufî neşvede, seyr u sülûk […]

Continue reading »
1 33 34 35 36 37 1.002