ŞARKI

EDÎBÎ (Recep YILDIZ) -Fitnat DUYAR (SAĞLIK) Hanımefendi’nin mısraını tazmin- Çehren bana yıldızdan uzak, aydan uzaktır. Lâkin benim olmak sana çehren gibi haktır! Ey derdime dermân olacak derd u ilâcım, “Ömrüm seni sevmekle nihâyet bulacaktır…” Tenhâları çepçevre saran bir ses olursun. Hülyâma doğup sencileyin herkes olursun. Dersen; «beni sevsen bile sen bîkes olursun», “Ömrüm seni sevmekle nihâyet bulacaktır…” Beyhûde midir bunca […]

Continue reading »

EVLÂDA NASİHAT

CELİL (Halil GÖKKAYA) Baştanbaşa bir mûcize kâinat, Yaradan’ı zikrediyor mevcûdat, Bu işin sırrına ermeli evlât… Bahşedilmiş akıl, yalnız insana; Birazcık fikredip Hakk’ı ansana! Nasihate kulak vermeli evlât… Neler seçtin her açtığın bohçadan, Arı gibi bin bir türlü bahçeden, Şükür çiçekleri dermeli evlât… Tefekkür gözüyle dalıp da seyre, Eûzü besmele çekip her hayra, Şeytanları yere sermeli evlât… Havanın kıymeti bilinmez niçin? […]

Continue reading »

AYNADAN YANSIYANLAR

Ahmet ARSLAN Yol açılır elbet her bir âleme, Bakalım aynada daha neler var! Alınır, çizilen plân kaleme, Bakalım aynada daha neler var! Kendini bilmeden, yola düşenler, İhsandan uzakta olup coşanlar, Faydasız ilimle sona koşanlar… Bakalım aynada daha neler var! Bu nasıl câzibe, bu nasıl neşe; Yaptığı, insanı çeker ateşe! Sığmaz gördükleri hayale, düşe; Bakalım aynada daha neler var! Tarihte baş […]

Continue reading »

-Nâbî’ye farklı bir nazîre- HUZURUNDA EDEPLİ OL!..

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Ezelde Nûr-i Muhammed denen ziyâdır bu! Edepli ol; yüce dergâhta «Ve’d-Duhâ»dır bu!.. Güneş de nûruna pervâne, ay da pervâne, Edepli ol; yüce Allâh’a mehlikādır bu!.. Edepli ol -gece gündüz- melek tavâf ediyor; Felek tavâf ediyor, öyle mâverâdır bu!.. Nebîlerin gülüdür Rabbimin nazargâhı, Edepli ol yüreğim, Hakk’a ilticâdır bu!.. Hayat bulur yedi gök, ravzasında secde ile, Edepli […]

Continue reading »

MESNEVÎ-İ MÂNEVÎ

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Bir kitâb-ı pür şifâ; Mesnevî-i Mânevî… Câna, rûha bin safâ; Mesnevî-i Mânevî… Ney mi inleyen o ses? Bir sabâ mı her nefes? Aşka çevrilen heves, Mesnevî-i Mânevî… Bir lisan ki kalbe der: «Kalma böyle derbeder!» Meşki, aşka kalbeder, Mesnevî-i Mânevî… Son gecem sabâh olur, akla intibâh olur, Gönle inşirâh olur Mesnevî-i Mânevî… Ârifâne coşkudur, âşıkāne korkudur, […]

Continue reading »

MEVLÂNÂ DURUŞU

Nazmen Tercüme SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) (Hazret-i Mevlânâ) Men bende-i Kur’ânem, eger can dârem, Men hâk-i reh-i Muhammed Muhtârem, Ger nakl koned cuz in kez ez guftârem, Bîzârem ez u vez an suhan bîzârem. Kur’ân-ı Kerim bendesiyim ben yaşadıkça, Yalnızca Muhammed yolunun toprağıyım ben! Bundan öte bir söz dese her kim, karışıkça, Israrla şikâyetçiyim ondan ve o sözden!..

Continue reading »

SOKAKLAR

VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) İnsanı bunaltır bu kalabalık sokaklar, Geçerken mesafeler, gittikçe sanki uzar, Bu yollarda gizlenir nice meçhul tuzaklar, Bu sokaklar oldurur insanı ya da bozar. Sokaklar; isyan nehri, ağır ağır akıyor, Kaldırımlar, gizlenen tüm izleri görecek, Ilık rahmet, çoğalan hataları yıkıyor, Arttıkça kabahatler, hesabı kim verecek? Bu yerlerde; olmak mı, olmamak mı daha zor? Ömrümü şuursuzca, yollara adıyorum. […]

Continue reading »

ANNEM

Yusuf DURSUN Bir melek gibiydin ömrün sonunda, Zemzemden başka su içmedin annem. Çoktan vazgeçmiştin dünyadan ama, Canlarından asla geçmedin annem. «Gelen var mı?» diye bakarak cama, Gözlerin nemlenir, dalardın gama. Belki bu sabaha, belki akşama, Son yavrun gelmeden uçmadın annem. Olmasa da yürümeye mecâlin, Bir garip yolcuya dönmüştü hâlin. Son deminde bile bizdik hayâlin, Ecel gömleğini biçmedin annem. Emir büyük […]

Continue reading »

GİDELİM

Zahit GENÇ Can da mal da bir emânet, Kalk gidelim Dost’a gönül! Kopacak bir gün kıyâmet, Kalk gidelim Dost’a gönül! Değer verme mala-mülke, Mal sevgisi kalbe leke, Bekler bizi gerçek ülke, Kalk gidelim Dost’a gönül! Nedir acep aşkın özü? Muhabbet mi öbür yüzü, Tâ önceden verdik sözü, Kalk gidelim Dost’a gönül! Derin olur aşk yarası, Cana candır aşkın hası, Sil […]

Continue reading »

GÖNÜLLE SOHBET

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Gurbet elde derdin bini bir pula, Gözyaşını verip alsak mı gönül?.. Hicrâna alışmış bu dertli başı, Bilmem ki taşlara çalsak mı gönül?.. Siyim siyim akan kanlı yaşları, Boğazdaki düğüm düğüm aşları, Yastık diye başlar konan taşları, Nâme yapıp yâre salsak mı gönül?.. Bir kez çalınmayan kapı zilini, Bize uzanmayan dostun elini, Hâlimize gülen ağyar dilini, Tutup […]

Continue reading »
1 391 392 393 394 395 489