İslâm’ın İlk Büyük Savaşı BEDİR GAZVESİ -3-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr      Her iki taraf da yol alıyordu…   Mekke müşrikleri; Bedir yolunda, baba-oğul olan iki kişiyle karşılaştılar. Bunlar; Hazret-i Huseyl (Hısl) bin Câbir ile oğlu Hazret-i Huzeyfe el-Yemânî olup, bunların müslüman olduklarını bilmiyorlardı. Fakat buralarda görünce, şüphelendiler. İkisini de yakalayıp sorguladılar:   –Siz baba-oğul, nereye gidiyorsunuz böyle?   –Medine’ye gidiyoruz.   –Ebu’l-Kāsım’ın ordusuna katılmak için gitmediğinizi nereden bilelim peki?   –İnanın […]

Continue reading »

“EY İNSANLAR! GELİNİZ, DİNLEYİNİZ, BELLEYİNİZ, İBRET ALINIZ!”

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com   BİR HADİS:   عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ عُمَيْسٍ الْخَثْعَمِيَّةِ قَالَتْ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ يَقُولُ :   «… بِئْسَ الْعَبْدُ عَبْدٌ سَهٰى وَلَهٰى وَنَسِىَ الْمَقَابِرَ وَالْبِلٰى بِئْسَ الْعَبْدُ عَبْدٌ عَتَا وَطَغَى وَنَسِيَ الْمُبْتَدَا وَالْمُنْتَهٰى…»   Esmâ bint-i Umeys el-Has‘amiyye’nin işittiğine göre, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:    “…(Gaflete) […]

Continue reading »

ÎMAN ve İBÂDET

Sami GÖKSÜN     Din duygusu, Allâh’a îman ve ibâdet arzusu, insanlarda yaratılıştan mevcuttur. Bu bakımdan, Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-’dan itibaren, insanların bu fıtrî duygu ile Allâh’a îman ve ibâdet ettiklerini bilmekteyiz.   Âdemoğullarının, kendilerinde kuvvet ve kudret gördükleri şeylere; ateşe, güneşe, dağa, taşa, hattâ hayvanlara tapmaktan kendilerini alamamış olmaları da, yine bu fıtrî duygu ve ihtiyaçtan ileri gelmiş sayılabilir.   Din […]

Continue reading »

O’NUN SEVDİĞİ, SENİN SEVDİĞİN…

Yüzakı İhtisas   Ahmed bin Hanbel -rahmetullâhi aleyh- buyurur:   “Sevdiğin şeyleri Allâh’ın devam ettirmesini istiyorsan, sen de O’nun sevdiği şeylere devam et!”1    Hak Teâlâ, kullarına istedikleri her şeyden bol bol ikrâm etmiştir. Saymaya kalksak sayıp bitiremeyeceğimiz kadar…2    •Sıhhat ve afiyetimiz,    •Huzur ve saâdetimiz,    •Rızık ve selâmetimiz,    •Maddî ve mânevî bütün güzel nasiplerimiz hep devam […]

Continue reading »

Mevlânâ Hazretleri’nin; GECELERİN İHYÂSINA BAKIŞI

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com    İnsanın hakikatini keşfetmesi ve kendi kulluğunun anlamını çözmesi için, gecelerin ihyâsının hayatımızda önemli bir yeri vardır.    Gündüzün meşakkat ve yorgunluğundan sonra, hem dinlenmenin ve hem de Rab ile baş başa kalmanın en önemli zaman dilimi gece olmuştur. El ayak çekilip kul kendisiyle baş başa kaldığında, günün muhasebesini yine gecelerde yapmıştır. Kur’ân-ı Kerim’de gece, gündüzden daha fazla zikredilmiştir. […]

Continue reading »

İnsanlığın Yüz Akı HAK DOSTLARI -2-

Osman Nûri TOPBAŞ   DOSTLUĞUN YOLU   Cenâb-ı Hak, insanı Zâtına kulluk etmesi için yaratmıştır. Âyet-i kerîmede buyurulur:   وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ ۝٥٦    “Ben, cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.” (ez-Zâriyât, 56)   Allah Teâlâ’ya yaklaşmak ve O’nun muhabbet ettiği velî kulları arasına girmek, ancak O’na hakkıyla kul olabilmek ile mümkündür. Kudsî hadîs-i şerifte buyurulur: […]

Continue reading »

ZÂLİMLER ve MAZLUMLAR

Osman Nûri TOPBAŞ   KIYÂMETE KADAR    Bütün âlem, esmâ terkiplerinin tecellîlerinden ibarettir. Cenâb-ı Hakk’ın «الهَاد۪ى» Hâdî ve «المُضِلُّ» Mudill isimlerinin tecellîsi de kıyâmete kadar devam edecektir.    Hâdî ism-i şerîfi; «lâyık olana hidâyet veren, doğru yola sevk eden» mânâsına gelirken;    Mudill ismi de; «müstehakkını dalâlete götüren, düştüğü sapkınlıkta bırakan» demektir.    Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de; zulüm, inkâr, fısk u fücur, yalancılık, nankörlük ve haddi aşmak cürümlerinde […]

Continue reading »

İSTİHÂRE ve İSTİŞÂRE

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    İSTİHÂRE   Hayat, alınan kararlar ve yapılan tercihlerle istikamet bulur. Yanlış kararlar ve hatalı tercihler, zararla neticelenirken, doğru ve isabetli kararlar insanı huzur ve selâmete çıkarır.    •Kararları nasıl almalı?    •Nasıl tercihte bulunmalı?   •Kararsızlık hâlinde ne yapmalı?    Peygamber Efendimiz; böyle durumlarda Allah’tan yardım istememizi telkin ederek, bize istihâre namazı ve duâsını öğretmiş.  […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -47- KILAVUZ NİÇİN ZARÛRÎ?

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.)   HANGİ KİTAPTAN NE ÖĞRENİLİR?   Müellifimiz; 66’ncı kaidede, ilim ve irfan yolculuğunda kitabın yeterli olmadığını, bir hocanın irşâdına mutlaka ihtiyaç bulunduğunu dile getirmişti. Önümüzdeki maddede ise, meseleyi biraz daha tafsilâtla ele […]

Continue reading »

YÜZLEŞMEYE HAZIR MIYIZ?

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com   BİR HADİS: عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللّٰهِ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : « يَا أَيُّهَا النَّاسُ ! تُوبُوا إِلَى اللّٰهِ قَبْلَ أَنْ تَمُوتُوا ، وَبَادِرُوا بِالْأَعْمَالِ الصَّالِحَةِ قَبْلَ أَنْ تُشْغَلُوا ،  وَصِلُوا الَّذ۪ي بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ رَبِّكُمْ بِكَثْرَةِ ذِكْرِكُمْ لَهُ ، وَكَثْرَةِ الصَّدَقَةِ فِي السّرِّ وَالْعَلَانِيَةِ »   Câbir bin Abdullah -radıyallâhu […]

Continue reading »
1 3 4 5 6 7 170