Papa-Razzi!

Mahmut ALPİR Güzel Türkçemizde bazı kelimeler batıdan, bazı kelimeler ise doğudan kendine yer bulmuş. Ancak bazı kelimelerin kökenini hep merak etmişimdir. Merakımı mazur görmediğim için bunlardan bir kaçını sizlerle paylaşmak istedim. Meselâ: «Paparazzi» kelimesi. Aslı esası nedir bu kelimenin? Kimin nesi? Kimin fesi? Malûmunuz üzere paparazzi, ülkemizde eğlence dünyasının gayr-ı meşrû ilişkilerini araştıran ve bu kirli ilişkiler üzerine yayın yapan, […]

Continue reading »

Bilgi Çağı ve Câhiliye

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Öğrenmenin temeli meraktır. Ancak devamı, öğrenilenlerin mes’ûliyetini yüklenmektir. Yoksa kuru bir merak ve heves, insanın taşıyamayacağı yüklerin altında ezilmesi ile son bulur. Bu gerçeğin îzahı olarak şu rivâyet pek mânidardır: Genç bir Müslüman, hanım sahâbîlerden Ümmü Derdâ -radıyallahu anhâ-’ya geldi ve bir çok meseleden sorular sordu. Hazret­ i Ümmü’d-Derdâ ona: “Sorup öğrendiğin şeylerin hepsiyle amel edecek misin?” […]

Continue reading »

Hasırcızâde’nin Bir Nüktesi ve Düşündürdükleri

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK Yüzakı Dergisi’nin 2006 Ağustos sayısında Gaziantepli şair Hasırcızâde (1802-1888)’den nükteler yazmıştık. Şairin nüktelerinden birini daha sizlere nakletmek istiyoruz. Bu nükteyi, dönemin şiir ve şaire bakışını, tenkit anlayışını ilh. ortaya koyması bakımından önemli bulmaktayız. Önce kıssayı nakledelim: KOKUSUNDAN ANLAMIŞTIM Hasırcızâde’nin İstanbul’da tanıştığı Keçecizâde Fuat Paşa’nın konağında bir akşam, dönemin zürefâsı toplanmıştı. Davetlilerden biri de Hasırcızâde idi. Mecliste […]

Continue reading »

Kendini Bilmezler Dünyasında İlim Kendin Bilmektir!

M. Ali EŞMELİ Bir harâmî İmam-ı Gazâlî’nin yolunu keser ve nesi var nesi yoksa alır, hattâ kitaplarına da el koyar. Gazâlî atılır: –Yahu her şeyimi aldın, tamam. Fakat kitaplarımı ne yapacaksın? Onları bari bırak. Çünkü onlar benim ilim kaynağım, her şeyim. Onlarsız perişan olurum. Harâmînin cevabı ondan beklenmeyecek niteliktedir: –Efendi, senin sadrında olmayan satırdaki bilgilerin ne faydası var? Eğer iş […]

Continue reading »

Ramazan Gelince

Halil GÖKKAYA Ben kendimi bildim bileli, her Ramazan gelişinde dünyamıza abir canlılık, bir heyecan geliyor. Bereketin diğer anlamı bence Ramazan’la kardeştir. Zamanın böyle güzeli, böyle ekmeli.. Tariflere sığmaz. İnsanları bir bakıma melekleştiren mübârek bir ay… Bir yanda sahur heyecanı bir yanda iftar heyecanı ve telâşı. Sonra ruhları dinlendiren teravih namazları. Ramazan öyle bir iklim ki, eller açılır, gönüller açılır, bülbüllerin […]

Continue reading »

Doğunun Çektikleri

Galip MEHMEDOĞLU Asıl gerçekler her zaman perde arkasındadır. Aslında onlar da perde önündedir, fakat gözlerin durduğu yere göre perde arkası durumuna düşerler. Buna göre yıllardır ortadoğuda çöreklenen ve bugünlerde gittikçe şiddetini artırmış olan kargaşa, zulüm ve büyük katliamların sebebi nedir? İlk bakışta kana susamış, insana değer vermeyen, küçücük bebelere bile merhamet etmeyen zâlim ve vahşî ruhlar göze çarpacaktır. Bu doğru. […]

Continue reading »

En Büyük Tehlike

Yard. Doç. Dr. Emin IŞIK 11 Eylül 2001 tarihi, ABD ile birlikte İslâm âlemi için de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Haçlı zihniyetinin eseri olan kin ve düşmanlıklar bütün yoğunluğu ile Müslümanlar üzerine çevrildi ve bizzat İslâm Dini hedef gösterildi. Ortada olup bitenlere bakarak, daha uzunca bir süre Müslümanlık hedef olmaya devam edecek, diyebiliriz. Müslüman milletlerin kendi kaderlerini belirlemeye yönelik […]

Continue reading »

Büyük Hadîs Âlimi: Bâbanzâde Ahmed Naim

Dursun GÜRLEK Âlim, şair ve mutasavvıf Abdülaziz Mecdi Bey, İttihat-Terakkî Hükûmeti’nin Balıkesir milletvekiliydi. Aynı zamanda zabıt kâtipliği de yapan merhum, Meşrûtiyet Meclisi’nin en renkli sîmâlarından biriydi. O zamanki meclis başkanı Ali Rıza Bey, bir toplantı esnasında yoklama görevini Mecdi Bey’e havale eder. O da mebusların isimlerini teker teker okurken, sıra Bâbanzâde İsmail Hakkı Bey’e gelir. Abdülaziz Mecdi TOLUN, ya nükte […]

Continue reading »

Fezâ Çağı ve Mîrac…

M. Ali EŞMELİ Ten ve nefs kafesinde insanın rûhu, bu dünyada toprak üzerinde akarken çamurlanan su gibidir. Fakat suyun tabiî yapısı berraklık olduğu için bu çamurlanma, onu bulandırır ve güzelliğine de, değerine de halel getirir. Onun enginliğe namzet olan bağrı da, o bulanıklığı arttıkça daralmaya başlar. Sonunda imdadına gökler yetişir. Güneşin de yardımıyla toz ve toprağın içinden süzülerek semâya yükseltilir. […]

Continue reading »

Bir sevdadır Anadolu

Sadettin KAPLAN Anadolu… Bir türküdür Anadolu, tarihin dilinde; bittiği yerden yeniden başlar… Sürüp giden bir çağıltıdır Anadolu; bu türküyle çağıldar dereler, bu türküyü dinler dağlar-taşlar… Ölenler değişir, sağlar değişir. Tolgalar değişir, tuğlar değişir, bahçeler değişir, bağlar değişir. Gün bir kıvılcım gibi sıçrar zamanın tunç mangalından; bir kılıç şimşeğiyle çağlar değişir… Bir sevdadır Anadolu, engin gönüllerde; durup-durup tazelenir… Hasret ateş gibi […]

Continue reading »
1 55 56 57 58 59 60