ÇALI SÜPÜRGESİ GİBİ OLMA BE OĞLUM!

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com

«Günümüz gençliğinin en önemli problemi nedir?» diye soracak olursanız, belki birçok problem sayılabilir. Ama Kur’ân-ı Kerîm’in ışığında bakarsak; «Daha az düşünme» demek istiyorum. Kur’ân-ı Kerim’de 800’den fazla âyet-i kerîme, bize; «düşünmeyi, akıl etmeyi» öğütlüyor.

Sene 1983 ve şimdi üniversite yıllarımda başımdan geçen bir hâdiseyi yine sizlerle paylaşmak istiyorum:

Fakültede yarıyıl imtihanlarını verdik ve tatil için Aksaray’a geldim. Mesleğimiz gazetecilik olduğu için; o dönem çok kitap okuyoruz, çok araştırıyoruz. İtiraf etmek gerekirse, çok okuduğumuz için de birazcık belki birazcık derken bile küçültüyorum ama, işin doğrusu hatırı sayılır şekilde ukalâ ve herkese tepeden bakar bir hâlim varmış. «Varmış» diyorum, çünkü farkında değilim. Ama Allâh’ın lutfu ki, o yıllarda bize rehberlik edecek değerli büyüklerimiz ve Hak dostları vardı. İşte bunlardan biri de Saatçi Osman diye bilinen; mânevî şahsiyet gelişimime çok katkısı olan, Osman Amcamızdı. Gelir gelmez, hemen yanına koştum.

Benim yüzüme şöyle bir baktı ve daha söze başlamadan; o anda sokaktan geçmekte olan Süpürgeci Ali Baba diye bilinen, Kalanlar Mahallesi’nden benim de tanıdığım Ali Babayı gördü ve;

“–Git oğlum, Ali Babayı çağır, gel!” dedi. Süpürgeci Ali Baba, güler yüzlü bir şekilde dükkâna geldi ve selâm vererek oturdu. Ben hemen koştum, ona bir çay söylemeye gitmeye hazırlanırken Osman Amca bana;

“–Dur gitme! Dinle, ondan sonra…” dedi. Ve Süpürgeci Ali Amcaya şu soruları sordu:

–Ali Baba! Sabahları sen sokakları süpürüyorsun. Bu süpürgeleri nereden alıyorsun?

–Nereden alacağım ki, gendimiz yapıyok. Bizim mahalleden, yazıdan, yabandan topluyok çalı süpürgelerini. Soona bir araya getirip ortasına da dinaayı (değnek) koyup süpürüyok işte.

–Peki, Ali Baba! O çalı süpürgelerini niye bir araya getiriyorsun ki?

–Yav delimin? Üç-beş dene çalıyı bir araya getirecağın ki süpürge olsun, sokaa neynen süpürecaan? Az goysan süpürmez, üçü-beşi bir araya gelecek ki kavî olsun ki süpür. Anca kalabalık olursa işe yarar.

Osman Amca daha sonra bana dönerek aynen şunu dedi:

“–Oğlum Fahri!

Üç-beş kitap okuma ile kendini dev aynasında görme! Eğer sen kendinin farkına varmazsan; Allâh’ın seni niye yarattığını, dünyadaki vazifenin ne olduğunu bilmezsen, işte o zaman aha bu Ali Babanın anlattığı çalı süpürgesi gibi oluun.

Bak Rusya nasıl topladı o kadar Türk devletlerini de Sovyet oldu?..

Bak birçok İslâm ülkesi; yıllarca Fransa’nın, İtalya’nın elinde nasıl sömürüldü?.. Amerika nasıl kafa tutuyor dünyaya?.. Eğer ki aklını kullanmazsan, öğrendiğini süzüp; «Ne demek istiyor, işime yarar mı yaramaz mı?» sormazsan ne olur?

Senin gibi üç-beşinizi daha bir araya toplarlar, tepenize de sizin gibi bir adam dikerler; «Ahan da gidip çalışın!» dirler. Sonuç çalı süpürgesi gibi ezbere yaşarsın işte.

Oğlum! Oku ama, çalı süpürgesi gibi olma! Allah, aklını kullananları muhatap alıyor. Yoksa kitap yüklü eşekleri değil!..

Haydi git şimdi, bize çay söyle de beraber içelim…”

Kısaca:

“Tevrât’ı bilip de sonra onun öğütlerine uymayanların durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir.” (el-Cum‘a, 5)

“Allah; akıllarını kullanmayanların üzerine, iğrenç pislik verir.” (Yûnus, 100)

“Kişiyi ayakta tutan aklıdır. Aklı olmayanın dîni de yoktur.” (Câmiu’s-Sağîr, 4: 528 [H. No: 6159])