DÜŞMANI SEVİNDİREN DOST

PROF. DR. AHMET SEVGİ

insanlar toplu hâlde yaşarlar. Bu onlar için bir mecburiyettir. Çünkü birbirlerine muhtaçtırlar. Şair İzzet’in dediği gibi Lokman da olsanız gün gelir bir tabibin himmetine muhtaç olursunuz:

Bu hikemhâne-i fânîde olur âhir-i kâr

Bir tabîbin yed-i tedbîrine Lokman muhtaç.

Ama buna rağmen cemiyet hayatında dostluk ve arkadaşlığın yanında düşmanlık ve ihânet de vardır. Biz bu yazımızda dostluk ve dostların ihâneti üzerinde duracağız…

En kısa tarifiyle dostluk «karşılıklı sevgi»dir. Kişiler çeşitli sebeplerle birbirlerini sevip dost olurlar. Dostluğun ömrü ve mahiyeti de bu «sebepler»e göre farklılık arz eder. Söz gelimi menfaat ilişkisi dolayısıyla birini sevip dost olmuşsanız o menfaat ortadan kalkınca dostluk da sona erer.

İnsanlık tarihi incelendiğinde, dostlukların daha çok çıkara dayalı olduğu görülür. Nitekim ikbâl devrinde insanın dostları çoktur. Lâkin devir değişip bahar kışa döndü mü yanınızda kimsecikler kalmaz. Enderunlu Vâsıf doğru söylüyor:

Bir kerre kişi düşmesin âlemde yerinden

Ol ân dağılır meclis-i cem‘iyyet-i ahbâb.

Düşenin dostu olmaz, bunu biliyoruz. Bizi esas yaralayan başımız dara düştüğü zaman ilk yakamızı alanın dostlar olmasıdır:

Unutma ki dostu olmaz düşenin

İbtidâ dost alır yakan demişler. [Mir’âtî]

Elbette yıkılan ağaca balta vuran çok olur. Ama baltanın sapı ağacın kendi bedenindense nasıl üzülmezsiniz?..

Mark Twain: “Açlıktan ölmek üzere olan bir köpeği karnını doyurup kurtarınız, artık sizi ısırmayacaktır. İnsanla köpek arasındaki başlıca fark budur.” der. Maalesef bu söz doğrudur. İyi gününüzde sofranıza oturan ve yiyip-içtiğiniz ayrı gitmeyen nice dostlarınız vardır ki idbâr günleri-
nizde hemen aleyhinize dönerek düşmanlarınızı sevindirmekten öte, onların hayretten parmaklarını dişlemelerine yol açacak çirkinlikler sergilemeye başlarlar. Bakınız Yenişehirli Avnî bu üzücü durumu nasıl mısralara dökmüş:

Ehibbâ şîve-i yağmâda mebhût eyler âdâyı

Hudâ göstermesin âsâr-ı izmihlâli bir yerde.

Tabiî bunlar menfaate dayalı dostlukların kaçınılmaz sonuçlarıdır. Hasbî dostluklarda bu olumsuzluklar yaşanmaz. Çünkü gerçek dostluğun temelinde fedakârlık vardır. Dar gününde Hızır olup imdadına yetişmeyen dosta dost deme:

Dost sanma şanlı vaktinde sana dost olanı

Dost bil gamlı vaktinde elinden tutanı.

Üzülerek belirtelim ki artık günümüzde hasbî dostluklar kalmadı. Maalesef dostluk ve fedakârlıklar yerini düşmanlık ve ihânetlere bırakmış durumda:

Şimdi münâfıkânedir ülfet zamânede

Ahbâb ile mahabbet o da bir zamân imiş.

diyen şair haksız mı?

Kısacası, beşer olmamız hasebiyle her zaman birbirimize muhtacız. Bu ihtiyaç bizlerin hep dost olmamızı gerektiriyorsa da insanlar arasında düş-manlık ve ihânet de eksik olmuyor. İkbâl günlerinde yanınızda olan dostlarınızın kötü günlerinizde düşmanlarınızla beraber olup sizi arkadan vuracaklarından şüpheniz olmasın. Ama bana sorarsanız, yine de dost kazanmaya çalışınız:

Kötü günde berâberdir dost düşman

Kazanırsan bari yine dost kazan. [Mir’âtî]