ENBİYÂ YOLU -1-

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)tali@yuzaki.com

Sen, Hazret-i Âdem gibi ihsanlara nâil…
Mihrâb-ı melekken yine şeytanlara mâil!
Esmâ-yı ilâhiyyeyi ârif ama câhil,
Cennette bulunmuş iken âteşlere dâhil…
Sen Âdem’in evlâdı ya Hâbil ya da Kābil,
Bir yol arıyorsan sonu cennetlere sâhil,
Vermiş Yaradan, her yeni peygambere temsil,
Binlerce yıl olmuş deme, her an kılavuz bil.

Onlar nice himmet ve azim sâhibidirler…
Onlar yüce hikmet ve ilim sâhibidirler…
Onlar ki hatâdan yüce Rabbimce korunmuş…
Onlar ki günâh işleme kastından arınmış…
Son buldu nübüvvet ve vahiy onlara mahsus,
İlhâm-ı ilâhiyye gönül olmalı fânus…
Bir yâd-ı cemil verdi, selâm eyledi Mevlâ…
Âlemde nebî kervanı hükmetmede hâlâ…

Gel sen yine Âdem gibi tevbeyle felâh bul…
İblisçe inâd etme tevâzuyla salâh bul…
Hâbil gibi mâsûmiyet ısrârını göster…
Nefsindeki Kābilliğe inkârını göster…
Tûfanda kalan rûhuna gel, merhamet eyle,
Kurtulmaya bak Hazret-i Nûh’un gemisiyle…
Kalbindeki tüm putları kır kır ve sonunda,
Tehditle bırak baltayı nefsin omuzunda…
Allah korur îmanlıyı, mazlûmu zulümden,
Peygambere tâbîleri kurtardı ölümden,
İbrâhim’e nâr, oldu serinlik ve selâmet
Mûsâ ki bebek katili Fir’avn’e emânet!

Sen Hazret-i İbrâhim’in aşkıyla yanarsan,
Yakmaz seni Nemrutların aklettiği nîrân.
Kör nefsini dizginde tut ömrünce savaşla,
Hep şerri fısıldar sana, şeytânını taşla…
Bak Hazret-i İbrahim’e; hâlis niyet öğren,
Gör Hazret-i İsmâil’i; teslîmiyet öğren!
Bak, Hazret-i Hâcer’de tevekkül ne de hoştur,
Gel sen de tevekkülle berâber yine koştur!
Dâvette sakın yükleme insanlara külfet.
Tam tersi; Halil sofrası ol, herkese lutfet…
Bir menfaatin hizmete yoldaşlığı menfî…
«Sizden bir ecir istemeyiz, Hak bize kâfî!»

Gel Hazret-i Meryem gibi ol kân-ı sadâkat,
Zâhirde susup göklere binlerce sadâ kat!
Ecdâdını Yûsuf gibi dâim ederek yâd,
Ol Hazret-i Yahyâ gibi hayrulhalef evlâd,
Gör Hazret-i Yâkub gibi tedbir kula bir hak…
Aklın nice tedbîrine takdir güler ancak…
Sen Hazret-i Yâkub gibi şefkatli peder ol,
Evlâdın için gözyaşı dök, dök de heder ol…
Hem sabra sarıl, ağlayarak yolları yokla,
Hem geçme ümitten, gelecek gömleği kokla…

Ol Hazret-i Yûsuf gibi bir mâden-i iffet,
Burhân ile ver hâline en kuytuda saffet…
Görsen de hıyânet, onu ihsân ile def’et…
Kardeşlerinin aybını, taksîrini affet…
Yûsuf gibi gör, nefsimizin arzusu boştur!
Zindan o güzel şâha saraydan daha hoştur!
Biç, Hazret-i İdris gibi hikmet kumaşından,
Kudretle çık İlyas gibi tevhid savaşından…
Tebliğ ve hidâyette sakın ye’se kapılma,
Tekrar çağır insanları Yûnus gibi, yılma!
Yüzlerce yıl anlattı da inkârcı gürûha,
Sor kaç kişi «âmentü» demiş Hazret-i Nûh’a?
Piş Hazret-i Eyyüb gibi sabrın ateşinde,
Koştur şu Süleyman gibi rüzgârı peşinde!
(…)
Tâlî, ulu kervâna selâm eyleyelim biz,
Son faslı salâtlarla hitâm eyleyelim biz!

Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

04 Şubat 2007-22 Ekim 2011