CEMRE DÜŞER HAVAYA

Basri DOĞAN basridogan@hotmail.com

 

 

Cemre düşer havaya, duyguların çözülür,

Göğündeki bulutlar, gözlerinden süzülür.

 

Hava meçhul bir yolcu, düşmanın mı dostun mu?

Umursamaz hâlini, barıştın mı küstün mü?

 

Kafa tutmak mümkün mü delirince rüzgâra?

Huzur vermez dinmeden; kayalara, kumlara.

 

Patlayınca öfkesi, denizleri kamçılar,

Üzerinde suların, dalgalanır yankılar.

 

Zaman olur, kuvveti talan eder her yeri…

Geçip gider, geride kalır vurgun izleri.

 

Yetişsen de bir anlık, uyamazsın hızına,

Güvenilmez durulsa; cilvesine, nazına.

 

İncitmeden eserken, hırçınlaşır bir anda,

Hissedersin görünmez, parmakları yakanda.

 

Direnirsen boşuna, bedelini ödetir,

Korku salar dört yana, yeri-göğü inletir.

 

Yeryüzünü kuşatır, mümkün olmaz saklanmak,

Dokunmaya çalışsan, uzaklaşır uçarak.

 

Meltem olur bir gece, saçlarında gezinir,

Uysallaşır, sesini yükseltmeye çekinir.

 

Bazen güler yüzüne, omuzuna yaslanır,

Kulağına yaklaşır, fısıltıyla seslenir.

 

Yeri sarar sıkmadan, nefes olur her cana,

Uçacaksan, serilir kanadının altına.

 

Bazen katar önüne; umutları, rahmeti,

Sevindirir herkesi, bitirerek hasreti.

 

Herkes bilmez dilini, anlaşılmaz ezgisi,

Hiddetiyle karışır; merhameti, sevgisi.

 

Bazen kasıp kavuran, kasırganın benzeri,

Yakar azgın bir kavmi, ateş olur gözleri.

 

Bahçeleri, bağları döner ölüm şehrine,

Yere düşmüş, içi boş hurma kütüklerine.

 

Bazen bâd-ı sabâdır, bazen çılgın fırtına,

Toplar tozu dumanı, yükler kendi sırtına.

 

Umulur ki, yolunu düşürür de Harem’e;

Selâmını iletir, O Nebiyy-i Ekrem’e.

 

Seyrederiz hayretle, sürüp giden hayatı,

Yerde-gökte ne varsa, O’nun eşsiz sanatı.

 

Nefes alıp vermeyi, lutfeyleyen Rabbimiz;

Nasip eyle, huzûra ulaşmayı tertemiz!