KUDÜS

Basri DOĞAN basridogan@hotmail.com

 

 

Bin dokuz yüz on sekiz, gün geceye dönmeden,

Kaplar derin yaralar, parça parça şimâli.

Parıldayan güneşin, ışıltısı sönmeden,

Kanayan bir resimdir, şarkta günün zevâli.

 

Kudüs, anla ümmetin yaşadığı bozgunu!

Şanlı millet doğrulur, bir gün alır dizgini!

 

Nûrun iner, Kudüs’ün düzlüğüne, sarpına,

Esirgeme, günahkâr kullarından visâli.

Boş çevirme yâ Rahîm, sığınırız kapına!

Az bulunur tarihte, bu vahşetin emsâli…

 

Bir kenarı yerdeyken, göğe uzat sergini!

O dilerse ey Kudüs, taşlar verir sürgünü!

 

Sende misafir oldu, nebîlerin serveri,

Senden çıktı mîrâca, merhametin kemâli.

Filistin’in kahraman kadınları, erleri,

Taşıdılar sabırla, düşürmeden hilâli.

 

Dalga dalga zeminden, göğe yükselt ezgini!

Tüm dünyaya gösterdin, eğilmeyen çizgini!

 

O Rasûl-i Zîşân’ın ayak izi kalbinde,

Asırlardır görmedin toprağında melâli.

Katliâmı, vahşeti seyrettikçe dibinde,

Kim yüklenir ümmetin boynundaki vebâli?

 

Titriyoruz öfkeden, üşüyoruz yaz günü!

Bulutlanır gökyüzü, izledikçe yazgını!

 

Buzullaşan gönüller, damla damla erisin!

Toparlansın yiğitler, yüklenerek mecâli.

Beytü’l-makdis sahibi, sen rasûller şehrisin!

Üzerine yansıdı, Habîb’in gül cemâli…

 

Nebîlerin durağı, şehirlerin üzgünü!

Toprak acı içinde, gökler vahşet bezgini!

 

Anne enkaz altında, kucağında yavrusu,

Seyrediyor insanlık, insafsızca işgali.

Cihandaki mahlûka benzetilmez doğrusu,

Tasvirlere sığmıyor, bu zâlimin eşkâli.

 

Yâ Rab Sana sığındık, Gazze zulüm yorgunu!

Toprak kanla sulandı, Sen bilirsin uygunu!