DÜŞMEYECEK BU KALE

Dursun KARAGAN

 

 

Düşmeyecek bu kale, hayattayken tek ferdi,

Tutup yere sermeden nankörü ve nâmerdi.

 

Yetmeyecek güçleri, ne yapsalar nâfile,

Gel gör ki söz kâr etmez zâlime ve câhile.

 

Yegâne galip O’dur ve O’nun taraftarı,

Bilmeyen varsa bilsin bu ilâhî kararı.

 

Sünnetullah değişmez, O Rahmân’ın kanunu,

Gücü yetmez kimsenin, değiştirmeye onu.

 

İsterse atom olsun, her zerresi kâfirin,

Yine de kurtulamaz, pençesinden kaderin.

 

Onun kaderi hüsran, dünyada ve ukbâda,

Başka çıkar yolu yok, itiraftan mâadâ.

 

Hak nûrunu tamamlar, kâfir istemese de,

O’nun dediği olur, gayrı her ne dese de.

 

Elbet İslâm gelecek, hem de tüm yeryüzüne,

Gerek yok bunun için; endişeye, hüzüne…

 

Bâtıl ne ki, bir köpük yahut bir posa bâtıl,

Yeter ki Hakk’a dayan, O’nun ipine sarıl!

 

Bâtıl neyse elbette mensubu da öyledir,

Hak her şeye hükmeder, O her şeye muktedir.

 

Sen yolunda cihâd et, gayrısını O bilir,

Hak ayağa kalkarsa, bâtıl yere serilir.

 

Bitmedi bu dâvânın, delileri bitmedi,

Ötmedi bu sevdanın, bülbülleri ötmedi.

 

Tütmedi altın neslin, bacaları tütmedi,

Yetmedi dost bağının, meyveleri yetmedi.

 

Hele tütsün de bir gör, nasıl olurmuş cihad!

Kimse düşünmez artık, ne can ne mal ne evlâd…

 

Bir hercümerç ki âlem, sanki kıyâmet kopmuş,

Dümdüz olur her taraf, kaybolur iniş yokuş.

 

Fırtına kopmuş sanki dağ misâli dalgalar,

Nûh’a sığınak olur, kâfire korku salar.

 

Deryâ sütliman olur, sonra fırtına diner,

Ve Nûh’un sefînesi, Cûdî Dağı’na konar.

 

Rahmân’a teslim olmuş, ordunun neferleri,

İnerler birer birer, kutlarlar zaferleri.

 

Sen de olmuşsan eğer, bu ordunun neferi,

Vereyim hemen sana, şu muştulu haberi:

 

Akla hayale gelmez, ihtişamlı bir hayat,

Ol Rahmân-ı Rahîm’den sana olunan vaat.