ÇIKARIR

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

 

 

Anadolu irfânını hor görme,

Bilgiçleri ön cebinden çıkarır.

Firâset ve hikmet, gözünde sürme,

Şerri tanır ve kalbinden çıkarır.

 

«Ben burdayım!» diye bağırmaz güher,

Arz-ı endâm edenlerde yok hüner,

Dalgıç, inci için derine iner;

Denizlerin tâ dibinden çıkarır.

 

Yanardağlar patlar, gafil bu, aymaz,

İşine gelmeyen sözleri duymaz,

Hakkı söyleyeni adamdan saymaz;

Engeller de takibinden çıkarır.

 

Aldatayım, derken kendi aldanır,

Riyâ batağında gizlendim sanır,

Basîretle bakan, çıfıtı tanır;

Süslü lâftan, meşrebinden çıkarır.

 

Eseri gördün mü, düşün ustayı,

İbrettir bakışta, aklının payı,

Ârif olan tekrarlamaz hatayı;

Neticeyi, sebebinden çıkarır.

 

Söylemiştir büyüklerden birisi:

Ne söylese dinle -fakat- gerisi,

Cimriyi, korkağı bir de harîsi;

Âkil olan, ekibinden çıkarır.

 

Tembelin düşmanı, gayret ve emek,

İşi gücü kızmak, bir şeye sövmek,

Yükten kurtulamaz, inatçı eşek;

Acısını sahibinden çıkarır.

 

Mülâyim ol, lâkin olma sen uşak,

Şerre kilit kesil, açma hiç kucak,

Hırsızlara âlet olur, yumuşak;

Anahtarı bak sabundan çıkarır.

 

Zayıfı, güçsüzü kayırmak başka,

Soysuzu, asilden ayırmak başka,

Irkçı değil ammâ bakınca halka;

Helâl sütü, nesebinden çıkarır.

 

Kim, neyi ararsa, kıymeti onca,

Dervişin mârifet, merkebin yonca,

Tâlibin aklını, akıllı hoca;

Suâlinden, talebinden çıkarır.

 

Zekâdan öncedir, edep ve tıynet,

Hınzırlara yakışır mı hiç ziynet?

Gerçek âlim, seçip verir icâzet;

Hâinleri mektebinden çıkarır.

 

Cömert olmak, zenginlikten değildir.

Hırsı artar, cimride mal eksilir,

Yeter ki infâkı istesin fakir;

Yemez, günlük nasîbinden çıkarır.

 

Âdem’i, Havvâ’yı, Musa, «asâ»yı,

Masal diye dinlemez o kıssayı,

Takvâlı müslüman, en çok hisseyi;

Sulhu olmaz nefs harbinden çıkarır.

 

Zor, diye erinmez, daha bilenir,

Çok, diye beğenmez, pisten iğrenir,

Lokman, ahlâksızdan ahlâk öğrenir;

Âşık, yolu rakibinden çıkarır.

 

Sap-saman şimdilik karışık ammâ,

Bir harman yeri var, adı da ukbâ…

Nice imtihanla savurur Mevlâ…

Habisleri tayyibinden çıkarır.

 

Yaz Tâlî, bilinir bir gün değeri,

Sözü uçar kalır şahsın eseri,

Her şeyi bilir de yine, defteri;

Hak, kirâmen kâtibînden çıkarır.