Bağışıklık Sistemimiz -29- SELENYUM

Uzm. Dr. Abdurrahman SARMIŞ  asarmis@gmail.com

 

Bağışıklık sistemimiz için mühim olan bir başka gıdâ maddesi de «selenyum» olarak bilinen mineraldir. Selenyum, vücutta üretilmediği için diyetle alınması gereklidir. Bağışıklık sisteminin yanı sıra, tiroid bezinin düzgün çalışması ve metabolizma dediğimiz, bedenimizde özellikle hücrelerimizde meydana gelen kimyevî faaliyetler için de elzem olan bir maddedir. Faydalarından, bulunduğu gıdâlardan ve hangi durumlarda gıdâ desteği olarak alınması gerektiğinden bahsetmeye çalışacağız.

 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE KATKISI

 

Selenyum, antioksidan etkisiyle bağışıklık sistemimiz üzerine düşen yükü azaltmaktadır. Çünkü oksidasyon denen hâdiseye sebep olan ağır metaller gibi zararlı birçok maddeyle ister istemez temas hâlindeyiz. Bu maddelerin oksidan tesiri sonucunda, âdeta çöp diyebileceğimiz birçok zararlı madde zuhur eder. Bunların hepsinin temizlenmesi, bağışıklık sistemi hücreleriyle olur. İşte antioksidan etkiyle, bağışıklık sistemimiz daha rahat çalışır. İlmî araştırmalar da kandaki yeterli selenyum seviyelerinin, mikroplar ve zararlı maddelerin temizlenmesinde önemli olduğunu göstermektedir. Eksikliğinde de vücut direncinin zayıfladığı görülmektedir. Ancak, kanda aşırı yüksek olması durumlarında da astım gibi bazı hastalıklara yatkınlığa sebep olabilmektedir.1 

 

İlerlemiş HIV enfeksiyonu sonucu gelişen AIDS, bağışıklık sistemindeki en önemli hücrelerden olan T hücrelerinin sayılarının azalmasıyla seyreder. Bu hastalıkta selenyum takviyelerinin; hastahâneye yatış, ishalden ölüm gibi problemleri azalttığı, T hücrelerinin sayısını artırdığı düşünülmüştür.2 Bu hastalarda en büyük mesele, normal bağışıklık sisteminin kolayca halledebildiği mikroplardan dahî ölüm riskinin çok yüksek olmasıdır. Çevremizde sayısız mikroplarla iç içe yaşadığımız için, bu hastalar ciddî enfeksiyon riski altındadırlar. Bu hastalarda çok az bir fayda görülmesi dahî, onlar için büyük bir umuttur. Ayrıca yapılmış başka araştırmalarda; grip, verem ve hepatit C gibi bakteriyel ve virüs kaynaklı hastalıklarda da selenyum desteğinin faydaları görülmüştür.3 Mikropların çeşidine göre kandaki selenyum seviyelerinin etkisiyle alâkalı yapılan araştırmalarda da, Candida albicans denen mantar enfeksiyonunda faydası görülürken; bazı ciddî bakteriyel enfeksiyonlarda ve parazit enfeksiyonlarında ciddî bir fayda sağladığı görülememiştir. 

 

Kanser hücreleri de bağışıklık sistemi hücreleri tarafından temizlendiği için, muhtelif kanserlerde selenyum etkisi önemlidir. Yapılan araştırmalarda kalın bağırsak, prostat ve akciğer kanserinde selenyumun koruyucu etkileri tespit edilmiştir. Ancak kanserden koruyucu etki, sıhhatli gıdâlar ile alınmasında görülmüştür. Gıdâ takviyeleri alınarak elde edilen fayda, sadece radyoterapi gören kanser hastalarında kısmen görülmüştür.4 Kanserden korunmak için gıdâlarla almak daha mühimdir.

 

KALP HASTALIKLARINA KARŞI KORUYUCU ETKİSİ

 

Kalp hastalıklarıyla ilgili yapılan 25 çalışmayı inceleyen bir derleme makalesinde belirtildiği üzere; kandaki selenyum seviyelerinde % 50’lik artış, kalp hastalığı riskini % 24 azaltmaktadır.5 Antioksidan etkisini belirttiğimiz selenyum; muhtemelen bu etkisiyle iltihabı azaltmakta, kalp ve damarları rahatlatmaktadır. Dolayısıyla damardaki daralma yüzünden oluşan kalp krizi, inme ve diğer kalp hastalıklarına karşı da koruyucu olabilir.

 

TİROİD BEZİNE KATKISI

 

Vücudumuzda en çok selenyum ihtivâ eden organ tiroid bezidir.6 Tiroid bezi bütün hücrelerin düzgün çalışması için çok önemli vazife îfâ eder. Hasar görmesinde bütün sistemler etkilenir. Hashimato hastalığı denen durumda, bağışıklık sistemi tiroid bezine saldırır ve bu bez daha az çalışır. Bu hastalarda selenyum eksikliği olduğu görülmüştür. Bu yüzden bu hastalara gıdâ takviyesi olarak selenyum da verilebilir. Bir araştırmada üç ay boyunca günlük düzenli selenyum alan hashimato hastalarının kandaki tiroid otoantikor (hastalığın şiddetini gösteren maddeler) seviyeleri gerilemiş, hastalar kendilerini daha iyi hissetmişlerdir.7 Ancak yine de bu hastaların herhangi bir gıdâ takviyesi kullanmadan önce hekimlerine danışmalarında fayda vardır.

 

ZİHNÎ GERİLEMEYİ ÖNLEMEYE KATKISI

 

Alzheimer hastalığı günümüzde ileri yaşlarda yaygın görülmektedir. İstatistik bilgilerin sıkı tutulduğu ABD’de en sık altıncı ölüm sebebi olmuştur. Çeşitli araştırmalarda alzheimer hastalarında selenyum seviyelerinin düşük olduğu görülmüştür. Hem gıdâ hem takviye olarak antioksidan etkili maddelerin alınmasının alzheimer hastalarında hâfızayı destekleyebileceği bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Selenyumdan zengin deniz gıdâları içeren Akdeniz diyetinin, alzheimer hastalığı riskini azalttığını gösteren araştırmalar da mevcuttur.8

 

BULUNDUĞU GIDÂLAR

 

Cenâb-ı Hakk’a şükürler olsun ki birçok gıdâda selenyum mevcuttur. 

 

En bol bulunduğu gıdâlar arasında; 

 

Sarı yüzgeçli orkinos balığı, sardalya balığı gibi birçok deniz ürünleri; 

 

Brezilya fındığı, ay çekirdeği, kuru fasulye, yulaf ezmesi, makarna ve pirinç gibi bitki kaynaklı ürünler; 

 

Yumurta, tavukgöğsü, sığır ve hindi eti gibi hayvânî besinler sayılabilir. 

 

Bitkilerden îmal edilen gıdâlardaki selenyum miktarı, yetiştirildikleri toprağın selenyum içeriğine bağlı olarak değişir. Meselâ bir çalışma, Brezilya fındığındaki selenyum miktarının bölgelere göre büyük farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Bir bölgedeki tek bir Brezilya fındığı tavsiye edilen alım miktarının % 288’ine kadarını sağlarken, diğerleri sadece % 11’ini sağlamıştır. Yani toprağın kalitesi çok önemlidir. Genel olarak da nebâtî ürünler alırken üretildiği yeri sorgulamak önemlidir. 

 

AŞIRI KAÇMAYA DİKKAT

 

Özellikle Brezilya fındığı yüksek miktarda selenyum içerebildiği için, fazla tüketimi selenyum zehirlenmesine yol açabilir. Ancak; gıdâlarla zehirlenme çok nâdirken, daha çok gıdâ takviyeleri ile zehirlenme durumları görülmektedir. Saç dökülmesi, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, yüz kızarması, titreme, kas ağrıları gibi belirtiler görülebilir. Fazla takviye alınma sonrası bu durumlar olursa, hemen âcil servise başvurulmalıdır.

 

SONUÇ OLARAK DİYEBİLİRİZ Kİ

 

Bizler için çok elzem olan selenyum için, sıhhatli beslenme çok daha önemlidir. Ancak radyoterapi gören kanser hastaları, AIDS ve alzheimer gibi müzmin rahatsızlıkları olanlar, hekimlerinin tavsiyelerine göre takviye alabilirler. Nebâtî gıdâlardaki selenyum miktarı toprak kalitesi ile ilgilidir. Denizlerdeki gıdâlarda da bol olduğunu düşünürsek, denizlerin kirlenmesi ile gıdâ kalitesi düşmektedir. Bu yüzden özellikle plâstik, metal gibi geri dönüşümü mümkün atıkları münasip yerlere ulaştırmak, dolaylı yoldan sıhhatimize katkı sağlayacaktır. 

 

İnsan, tabiat ve kâinat bir bütünün parçalarıdır. Sadece kendi nefsimizi düşünürsek, hepimiz zarar görebiliriz. Çevrenin sıhhatini korumak da bize ve neslimize fayda sağlayacak sâlih bir ameldir.

 

Cenâb-ı Hak afiyet ve sıhhat üzere dâim eylesin!.. 

 

________________

 

Hoffmann PR, Berry MJ. The influence of selenium on immune responses. Mol Nutr Food Res. 2008;52(11):1273-1280.

 

Stone CA, Kawai K, Kupka R, Fawzi WW. Role of selenium in HIV infection. Nutr Rev. 2010;68(11):671-681.

 

Steinbrenner H, Al-Quraishy S, Dkhil MA, Wunderlich F, Sies H. Dietary selenium in adjuvant therapy of viral and bacterial infections. Adv Nutr. 2015;6(1):73-82.

 

Muecke R, Schomburg L, Glatzel M, et al. Multicenter, phase 3 trial comparing selenium supplementation with observation in gynecologic radiation oncology. Int J Radiat Oncol Biol Phys. 2010;78(3):828-835.

 

Flores-Mateo G, Navas-Acien A, Pastor-Barriuso R, Guallar E. Selenium and coronary heart disease: a meta-analysis. Am J Clin Nutr. 2006;84(4):762-773.

 

Ventura M, Melo M, Carrilho F. Selenium and Thyroid Disease: From Pathophysiology to Treatment. Int J Endocrinol. 2017;2017:1297658.

 

Toulis KA, Anastasilakis AD, Tzellos TG, Goulis DG, Kouvelas D. Selenium supplementation in the treatment of Hashimoto’s thyroiditis: a systematic review and a meta-analysis. Thyroid. 2010;20(10):1163-1173.

 

8 https://www.healthline.com/nutrition/selenium-benefits#4.-Helps-prevent-mental-decline