İSTANBUL’DA BİR ERGUVAN AKŞAMI

Yusuf DURSUN yusufdursun66@gmail.com

 

 

I

 

İstanbul’da bir erguvan akşamı,

Gurûbun rengini çektim içime.

Boğaz’da suların «o gül endam»ı,

Çevirdi rûhumu bin bir biçime.

 

Kınalı’dan Heybeli’ye geçerken,

«Adalardan gelen yâr»i aradım.

Emirgân’ı yudum yudum içerken,

Çamlıca’nın saçlarını taradım.

 

Bülbülün yuvası, gülün kokusu…

Aşkın ateşinden izler taşıyan,

Duâ duâ kabir, şifâ şifâ su…

Canlar tazelenir: İşte Âşiyan!

 

Âhû gözlü, servi boylu Üsküdar,

«Kâtibimin setresi»ni arıyor.

Kanlıca Sırtı’ndan Moda’ya kadar,

İstanbul, gönlüme huzur veriyor.

 

Eminönü anaç, Beyoğlu cömert,

Sevenleri âbât eder İstanbul.

Kadıköy yiğittir, Kasımpaşa mert,

Vefâsızı bedbaht eder İstanbul.

 

Mahmutpaşa’dayım, kanım kaynıyor,

Mısır Çarşısı’nda duruluyorum.

Martılar, canımla oyun oynuyor,

Yetiş ey yüreğim, vuruluyorum!

 

Ufkumda Topkapı, muhteşem gurur;

Taşıyacak bizi dünden yarına.

Aşkın ve acının çığlığı vurur,

Sarayın esrarlı duvarlarına.

 

Bir yanda Avrupa, bir yanda Asya,

Ebemkuşağıdır Boğaz Köprüsü.

İşte gözbebeğim… İşte Avrasya…

Milletimin çağlar aşan türküsü.

 

 

II

 

Sur dibinden hâlâ sesler geliyor,

Fatih, İstanbul’u yoklar gibidir.

Ulubatlı Hasan bayrak oluyor,

İstanbul, Fatih’i bekler gibidir.

 

Gālib Dede can postuna kurulmuş,

Dilinde mısralar inciye döner.

Söz ateşi Beyatlı’ya verilmiş,

Şiir ikliminde daima yanar.

 

Eyüp Sultan ile koyun koyuna,

Sultanü’ş Şuarâ Necip yatıyor.

Haliç’te kayıklar dalmış oyuna,

Balıklar kiminle güreş tutuyor?

 

İstanbul’un süt kokulu Türkçesi,

Bir hanım/elinde çiçeğe döner.

Masalla canlanır bin bir gecesi,

İstanbul’da hayal, gerçeğe döner.

 

Sultanahmet Camii’nde müezzin,

Dâvûdî sesiyle ezan okuyor.

Yaradan aşkıyla cümle ins ü cin,

Kanat kanat camilere akıyor.

 

Sülün minareler, hilâl kubbeler…

Rabbim bu ne sabır, bu ne emektir?

Ceşme çeşme nakışlanmış tepeler,

İstanbul, biraz da Sinan demektir.

 

Nedim der ki: «İstanbul’un bir taşı,

Acem ülkesinden üstündür elbet.»

Ben derim ki iki cihan güneşi,

İstanbul olacak, tâ ebed müddet.