219. Sayı TAKDİM



Kıymetli Okuyucularımız,

 

Necip Fazıl diyor ki:

 

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; 

Oluklar çift… Birinden nur akar, diğerinden kir…

 

Bir tarafta hayatın çirkin yüzü…

 

Diğer tarafta hayatın nurlu yüzü… 

 

Yalnız bu oluklar, aynı topluma akıyor. Bu havuz problemi çetin… Toplumu doldurmak istiyor her iki taraf. Herkes kendine süslü, mantıklı ve hoş gelen anlayışı diğerine de kabul ettirmek istiyor. En hürriyetçi geçinenler bile, anlayışını dikte ettirmekte en baskıcı… 

 

Öyleyse; nur oluklarının başında olanlar, onun akıcılığını, selâmetini temin etmesi gerekenlerin omuzlarında;

 

İLÂHÎ MES’ÛLİYET

 

Selde sürüklenen kütükler gibi cehenneme yuvarlanan insanlar var. Üstelik sefâletini saâdet zannettiği için uzattığınız eli bile tersliyor. Ona ulaşmanın yolunu bulmaktan da mes’ûlüz. 

 

Dünyada çok istediğimiz şeyler, mal, makam, ilim… Bunların her biri mes’ûliyetimizi artıran birer âmil:

 

•Biliyoruz, bilmeyenden mes’ûlüz.

 

•Fazlasına sahibiz, mahrumdan mes’ûlüz. 

 

•Hiyerarşide yükseldikçe, gölgemize emânet edilenlerden mes’ûlüz. 

 

•Yükselttiklerimizden de mes’ûlüz. 

 

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; istiâzesi ve besmelesiyle bir Fâtiha tefsiri ve tahlili yaparak, ilâhî mes’ûliyet ve emânet bahsine temas etti. 

 

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Duyguları Tahrip Eden Medyanın Çirkin Yüzü» başlıklı makalesinde, değişen haçlı hücumlarına dikkatimizi çekti. 

 

Kıssalardan Hisseler bölümünde; 

 

«Toplumdan Mes’ûliyetlerimiz» ile alâkalı günahkârlara, harâbât ehline gösterilmesi gereken şefkatli muameleye misaller var.

 

Dosyamızda, 570’inci yılını idrâk ettiğimiz İstanbul’un fethine dair makaleler de var. 

 

Depremin muhasebesi de sînelerde ve zihinlerde titreşimlerine devam ediyor. Depremzedelere karşı mes’ûliyetimiz de gündemimizden uzaklaşmamalı…

 

Ülkenin ve belki yüzüncü yıla tesadüf etmesi sebebiyle asrın gündemi olan seçimlerden bîgâne kalmak ne mümkün! 

 

Siyaset üstü bir bakışla, söylenecekleri söyledi kalemlerimiz. İşin fıkhıyla, sosyolojisiyle ve gerçekleriyle… 

 

Fethi sürdürmek, korumak, yaşatmak ve daha ileri taşımak da mes’ûliyetlerimiz arasında…

 

Fethi kutlayacak; «Fatih’in fethettiği yaşta» olduğunun şuurundaki gençliği yetiştirmek de bizim mes’ûliyetimiz. 

 

Bu şuuru aşılayacak nüktesi, düsturu, şiarı, bilgisi ve şiiri üretmek ve gönüllere nakşetmek de bizim mes’ûliyetimiz.

 

Neşriyat, asgarî de olsa, mes’ûliyet yüklü omuzlarımızı rahatlatacak bir çare. Mükellefiyetlerimizin hesabı sorulduğunda, yüz akı ile çıkabilmek için de Yüzakı… 

 

Hayatın nurlu yüzüne oluk oluk nur, nehir nehir şuur ve mısra mısra huzur…

 

Yüzakıyla…