MEVLÂNÂ’NIN GAZELLERİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -22- BİR KIVILCIM ATARAK UYKUYU VERMİŞ ATEŞE*

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com

 

 

Kim bu, nurlar saçarak gelmede mehtâb gibi?

Gelen aşk elçisidir, meclisi mihrâb gibi.

 

Bir kıvılcım atarak uykuyu vermiş ateşe,

Bilmiyor uyku nedir, Hazret-i Vehhâb gibi.

 

Kim bu şehr içre kopartan bu kadar velveleyi?

Dervişin yurdunu tûfanla basan âb gibi.

 

Acabâ kim bu ki açmış da kerem sofrasını,

Gülerek dâvet eder herkesi ashâb gibi.

 

O lütuftan, o keremden kime bahşetse biraz,

Yumuşar gönlü onun lutf ile sincâb gibi.

 

Aşk derdiyle muazzeb olanın hâli yaman,

Dâimâ inler o bir derdli dôlâb gibi.

 

Aşk bir deste anahtarla çıkıp geldi gönül,

Açılır her kapı artık bize ahbâb gibi.

 

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün

(fâilâtün)                                     (fa’lün)

 

21 Aralık 2021 Salı, Konya

 

______________

* İn nîm-şeban kîst çü mehtâb resîde?

Peygamber-i ‘ışkest zi-mihrâb reşide.

matla‘lı gazel olup orijinalinden farklı bir redifle düştüğü için oldukça yorumlu oldu. Özellikle «sincap» ve «dolap»ın anıldığı beyitlerin orijinalinde sincabın yumuşaklığının
lütuf ve keremden, dolabın inleyişinin ise aşktan geldiği belirtiliyordu. Ayrıca 4 ve 6. beyitler eksik. (Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr -Seçmeler-, nşr. Şefik CAN, Ötüken, 2000, III, 197; V, 2336)