TARİHE DÜŞEN ATLAR…

Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com

 

Altaylardan, Alplere, dörtnala koşan atlar…

Malazgirt’te yurt için, cenge tutuşan atlar…

 

Mevzu vatan olunca; tunçtan dağlar eritip,

Mehteranla birlikte, tekbirle coşan atlar…

 

«Hakan»ın bir emriyle, varıp «Çin sarayı»ndan,

Emânetleri alıp, sırra karışan atlar…

 

Gün evvelinden varıp, Genç Osman’la Bağdat’ta,

Kanunî’yle Mohaç’ta, zamanı aşan atlar…

 

Buhârî fetvâsıyla, Yesevî diyarından,

Kerkük’ün çığlığına, anda yetişen atlar…

 

Yedi iklim dört mevsim, rızâen lillâh için,

Beş kıta, üç denizde, şerle savaşan atlar…

 

Ok gibi fırlayarak yıldırımdan hızlıca,

Yenisey’den, Tuna’ya, yâra ulaşan atlar…

 

Dokuz tuğ, tek sancakla, korkuyu esir alan;

Demir yumruk Baybars’la, Nil’de görüşen atlar…

 

Yüz yıllar öncesinden, gelip Anadolu’da,

Otağ kurup Söğüt’te, toya kavuşan atlar…

 

Soyumun parlak yüzü, Mehmet Han’la şahlanıp,

Şanlı tarihimizle, tarihe düşen atlar…

 

30 Haziran 2022, Elazığ

 

NOT:  “Soluk soluğa süratle koşan (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana
katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki; insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.” (el-Âdiyât, 1-5)