ÖYLE NESLİZ Kİ!

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Öyle nesliz ki, ufkumuz sonsuz,
Uğrağız yerde, uçmağız gökte.
Biz kuluz Hakk’a, hakka meftûnuz,
Toprağız yerde, bayrağız gökte.

Öyle nesliz ki, öncü Peygamber,
Ol ne söylerse, eyleriz ezber,
Bizdedir kürsü, bizdedir minber,
Ancağız yerde, sancağız gökte.

Öyle nesliz ki, dönmeyiz sözden,
Emr-i Kur’ân’a bağlıyız özden,
Kıt’alar çâre bekliyor bizden,
Hür bağız yerde, nur dağız gökte!

Öyle nesliz ki, kibre düşmânız,
Tevbemiz tevbe, cürme pişmânız,
Dosta pervâne, devre devrânız,
Ahlâğız yerde, mihrağız gökte!

Öyle nesliz ki, nabzımız, İsrâ,
Zerreyiz önce, kürreyiz sonra,
Bir hiçiz sâde Hak’tadır tuğrâ,
Şipşağız yerde, kavşağız gökte!

Öyle nesliz ki, kalbimiz paktır,
Bir gün ölsek de, gāyemiz haktır,
Çehremiz nurlu, alnımız aktır,
Berrağız yerde, revnağız gökte!

Öyle nesliz ki, tatmışız aşkı,
Tâ ezel bizde, tâ ebed yankı,
Her şeyin farkı, merhamet çarkı,
Irmağız yerde, sağnağız gökte!

Öyle nesliz ki, gönlümüz toktur,
Sancı vaktinde uykumuz yoktur,
Ağlatan derde duygumuz çoktur,
Tiryağız yerde, maslağız gökte!

Öyle nesliz ki, her garip gönle,
Eyleriz kalbi, solmayan lâle,
Âb-ı kevserle çağlarız hâle,
Bardağız yerde, çardağız gökte!

Öyle nesliz ki, yer ve gök arsa,
Cümle muhtâca heybemiz parsa,
Kimsesiz, yolcu, aç yürek varsa,
Mutfağız yerde, erzağız gökte!

Öyle nesliz ki, cedde hürmet bu,
Hak kitâbında sır ve hikmet bu,
Zahmetin kârı, fasl-ı rahmet bu,
Zambağız yerde, leylâğız gökte!

Öyle nesliz ki, eyledik izhar,
Hak huzûrunda şan ve izzet var,
Doğru yol üzre olmayız hiç dar,
Kıvrağız yerde, evrağız gökte!

Öyle nesliz ki, bizde enginlik,
Rabbimin rengi, bizde renginlik
Bir kanâat ki, bizde zenginlik,
Emlağız yerde, eflâğız gökte!

Öyle nesliz ki, bizde yok kuşku,
Var duâmızda bitmeyen coşku,
Çekmeyiz canda rızk için korku,
Kaynağız yerde, meblağız gökte!

Öyle nesliz ki, tâcımız, mânâ,
Sığmayız çünkü sözde destâna,
Vermeyiz yurdu, kahpe düşmâna,
Şaplâğız yerde, tokmağız gökte!

Öyle nesliz ki, merde, nâmerde,
Kös vurur pençe, bang-i mehterde,
Çöl ve deryâda kum misal derde,
Ortağız yerde, kasnağız gökte!

Öyle nesliz ki, ince fetvâyız,
Hak murâdınca ille takvâyız,
Tam sebât üzre ehl-i dâvâyız,
Şerre cız yerde, hayra hız gökte!

Öyle nesliz ki, rütbemiz, erlik,
Bir ve birlikte, tam berâberlik,
Böyle en güçlü, hak seferberlik,
Marşımız yerde, arşımız gökte!

Öyle nesliz ki, milletiz, millet,
Gāyemiz gāye, ümmetiz, ümmet,
Ölmeyen rûhu, ey cihan, seyret,
Kıstağız yerde, mısdağız gökte!

Öyle nesliz ki, bizde hak çağrı,
Rabbimin hatrı, Ahmed’in bağrı,
Kalkar onlarla her çeşit ağrı,
Hem cılız yerde, hem de vız gökte!

Öyle nesliz ki, şahsiyet bizde,
Kutlu tıynet ve pak niyet bizde,
Her mübîn fethe, her cihet bizde,
Mîsağız yerde, müştağız gökte!

Öyle nesliz ki, şükrümüz bolca,
Her sefer vakti, her zafer gonca,
Biz küheylânla şâha kalkınca,
Çınlağız yerde, harlağız gökte!

Öyle nesliz ki, mâziden ötrü,
Haşre dek bizde târihî köprü,
Misli yok kubbe, bir Sinan mührü,
Durmasız yerde, taş lâfız gökte!

Öyle nesliz ki, kahramanlarla,
Osman’ın nâmı, fâtihanlarla,
Hakk’ın uğrunda hür ezanlarla,
Kundağız yerde, oymağız gökte!

Öyle nesliz ki, annemiz anne,
Nurlu mihrapta kaynamaz fitne,
Tâ kıyâmette mûteber karne,
İmsağız yerde, kursağız gökte!

Öyle nesliz ki, olmayız dinsiz,
Dîn-i İslâm’la olmuşuz teçhiz,
Hak emânet bu, vermeyiz tâviz,
Tek nabız yerde, tek hıfız gökte!

Öyle nesliz ki, her özün hükmü,
Sabrın üstünde, ölçeriz, öz mü?
Kahrımız belli, kül eder zulmü,
Mızrağız yerde, çakmağız gökte!

Öyle nesliz ki, müjde pervâzı,
Rûhun îmârı, nefsin îkāzı,
Küfre en karşı, hakka en râzı,
Kışlağız yerde, yaylağız gökte!

Öyle nesliz ki, ahdimiz ferman,
Doğru sevdâda derdimiz derman,
Şevk u idrak bu, pendimiz îman,
Şakrağız yerde, parlağız gökte!

Öyle nesliz ki, tarlamız zîbâ,
Bâğ-ı cennette dikmişiz tûbâ,
Muhteşem meyve, ey beşer, ukbâ,
Yaprağız yerde, kulcağız gökte!

Öyle nesliz ki, nesl-i Âdem’den,
Nârın üstünde köprümüz nemden,
İmtihân ayna, türlü mâtemden,
Kim yağız yerde, kim ağız gökte?

Öyle nesliz ki, hep deriz haydi,
Sonsuz âlemde en güzel vâdi,
Tüm bu dünyâyı, âhiret yendi,
Tik-tağız yerde, mutlağız gökte!

Öyle nesliz ki, coştu Seyrî, Hû,
Çözmüşüz çünkü, harbi hem sulhu,
Bizde hem gāzi, hem şehid rûhu,
Her çağız yerde, biz sağız gökte!

11 Mart 2017 Yenidoğan / Sancaktepe / İSTANBUL

vezni: fâilâtün / mefâilün / fa’lün ve: 5 + 5 = 10’lu hece ölçüsü