KÜN FEYEKÛN!

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com

Kâinâtın Hâlık’ı; «Kün!» emrini verince,
Kara toprak silkinip, gökyüzüne ağmaz mı?
Katreler bulutlardan inerken ince ince,
Bir yol bulup sessizce, gönüllere yağmaz mı?

Kelebek kanadından çıkar güçlü boranlar,
Sükûnete bürünür alev topu volkanlar,
Kış kapısında suskun, boynu bükük safranlar;
Uzayıp boy vererek yıldızlara değmez mi?

Yeşil tülden sıyrılıp çöllere döner bağlar,
Kurşun geçirmez olur, incecik ipek ağlar,
Yamaçları uçurum, heybetli mağrur dağlar;
Secdeye varmak için başlarını eğmez mi?

Günler esrar incisi zamanın gerdanında,
Şuâlar hikmet yüklü karanlığın hanında,
Güne niyetli güneş, gecenin bir ânında;
Tebessüm ederek göz bebeğinden doğmaz mı?

Perdelerin ardında desen desen ilmekler,
Hakikat âleminden sökün eder gerçekler,
Yeryüzünü süsleyen o nâzenin çiçekler;
Renklerini süzerek bir noktaya yığmaz mı?

Ilık yaşlar çağlarken hazanın eşiğinde,
Hicran korda demlenir, sevdanın beşiğinde,
Zikir vakti el açan defnenin kirpiğinde;
Kabaran deryâlar çiy tanesine sığmaz mı?

Gözleri kamaştıran nakışlarda tek imza,
Sonsuzluk aynasıdır uçsuz bucaksız fezâ,
Ali, her niyetinde varsa ilâhî rızâ,
Ebediyet yurdunda nimetlere boğmaz mı?

13 Kasım 2021 Cumartesi, Çukur Köyü / Karaman