CAN PEYGAMBERİM MİSK-İ AMBERİM!

Şerife Şule TESLİMOĞLU serifeteslimoglu00@gmail.com

 

Sen Allâh’ın Habîbi, benim Can Peygamberim!
Sen gönüller tabîbi, benim misk-i amberim!

Sen’in kokun var diye, güllere vurgunluğum,
Sen’den uzak kalmanın korkusu durgunluğum.

Sen’i yazmak isterim, durur kalem yerinde,
Benim de ismim olsun şefâat defterinde.

Gönlüme hediyendir, öksüz-yetim sevgisi,
Salât ü selâm Sana ey Nebîler Nebîsi!..

(2019, Mevlid Kandili)

 

EY SERVER-İ KÂİNAT!
SANA’DIR SONSUZ SALÂT!

Karanlığın yüzünde beyaz güller açsa da,
Dolunayın hasreti mübârek çehrenedir.
Yetim olduğun için; sütanneler kaçsa da,
Sen’in için semâda kucak açıyor Bedir!

Mübârek kademinle yeşerdi, güldü toprak,
En güzel goncaları açtı, uğruna yaprak,
Kuru nehirler coştu, sevinçten ağlayarak;
İnsanlık Sen’le bildi; «Hayy» nedir; «Memât» nedir.

Sana âşıktı bulut, hüzmeleri kıskandı,
Gölge olup üstüne, hep Sen’inle dolandı,
İki şems arasında, pervâne gibi yandı;
Şimdi düşen gözyaşı, toprağına bûsedir.

Ağaçlar kalem olmak için, dal budak saldı,
Kalemler Sen’i yazmak için, deryâya daldı,
Deryâ berraklığını Sen’in nûrundan aldı;
Teşne gönle sunulan, O nur dolu kâsedir.

O nur dolu kâseden, biz de nasiplenelim,
Bir ömür ağlasak da son nefeste gülelim.
Şefâat eyle «o gün» sancağına gelelim!
Ümidimiz her dâim, çağrılacak sestedir.

«Şuarâ Sûresi»nde uyarıldı şairler,
Korkutur bu fakiri, ziyâdesiyle mahşer,
Ey Server-i Kâinat! Lutfet cemâlin göster!
Yürekten arz-ı hâlim; ne makam ne bestedir!