194. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız,

Gökyüzü ile irtibatımız kesik. Mecâzîsi ayrı. Hakikî olarak da semâdan kopmuşuz. Yüksek binalar ufkumuzu kesiyor, israf ölçüsündeki ışıklandırmalarımız yıldızları görmemize mâni oluyor. Namaz vakitlerini, takvim ve uygulamalar olmasa anlayamayız.

Dünya ve meşgaleleri, benliğimiz ve şeytan, bütün bunlar semâ ile münasebetlerimize pusu kurmakta, berrak semâmızı puslandırmakta.

Her yıl bizim semâ ile, Arş ile, cennet ile irtibatımızı yeniden kurmak, tecdid ve ıslah etmek üzere gelen ilâhî bir ikram var: Ramazân-ı şerif.

Muhteşem medeniyetimiz, mahyalarla göğe yazıyor onun teşrîfini. Semâlardan müjdeliyor.

Semâlarla irtibatımız, tamire muhtaç. Ramazanlar da bu tamir için en mükemmel fırsat.

Rabbimiz’den; İLÂHÎ İKRAM

Rabbimiz değerlendirebilenlerden eylesin.

İkram, kerem ve kerâmet kökünden gelmekte. Yani değer, değerlendirebildiğimiz kadar değerlenebiliriz.

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; gökyüzünün tâlimatlarını zahmet değil rahmet olarak görmemizin ehemmiyetini başyazıda ortaya koydu. Evvelâ; ikrâmı ikram bilmeli, meşakkat değil.

Seyrî; Kur’ân-ı Kerîm’in mâhiyeti etrafında şüphe oluşturmaya çalışan birilerine, şiirin keskin diliyle cevap verdi.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Allâh’a Yakınlık» için O’nun emirlerine icâbet etmemiz gerektiğini, Ramazân’ı ihyânın bâtınî keyfiyetiyle anlattı.

Kıssalardan hissemize; nankörlüğün fecaatini anlatan güzel bir Feridüddin Attâr kıssası var.

Kalemlerimiz Ramazân’ı en güzel şekilde ihyânın ipuçlarını aradılar.

Îtikâfı, sosyal medya bağımlılığından kurtulmak mesajıyla değerlendirmek gerektiğini ifade ettiler.

Bilhassa salgın döneminde mâneviyatla aramıza «mesafe» girmemesine dikkat etmeye davet ettiler.

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM, Tasavvuf Fıkhına devam ederken, rahmetli M. Emin SARAÇ Hocaefendi’den hâtıralar nakletti.

İstanbul Sözleşmesi’nin isabetli bir şekilde feshiyle sevinirken, kız evlâtlara, utanmazca ve sorumsuzca; «Evlerinizi terk edin!» telkininde bulunanlara cevaplar verildi.

Sun‘î et telkinlerinin arkasındaki şeytânî plânlar ve paketli gıdâlardaki katkı maddelerinin sıhhatimize zararlı tesirlerine dair araştırma neticeleri de dosyamızda.

“Rızkınız semâdadır.” (ez-Zâriyât, 22) buyurur Kur’ân…

Biz ise rızkı, dünyalık diye adlandırır ve onu hep çamurda arar dururuz. Gözlerimizi semâya, hilâle çevirme vakti.

Şimdi bütün İslâm âlemi için, ilâhî ikram vakti…

Yüzakıyla…