AYASOFYA
GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com
Hüzün aşkın libâsı, giymişti nice asır.
Çektikleri cabası, bildikleri nice sır.
Orta Çağ zulmetinde, solmuştu Ayasofya.
Yeni Çağ açılınca, gülmüştü Ayasofya.
O gün gördüğü rüya, yâdından çıkmaz oldu.
Şimdi güzeldi dünya, gönlüne huzur doldu.
Hilâl haçı yenmişti, bu Fatih’in zaferi.
Yön Kâbe’ye dönmüştü, kut almıştı seferi.
Bizans gelince dize, söndü zulmün feneri.
Kavuştu sevgimize, hilâl sardı seheri.
Işık yüzlü Sultan’ın, kılıcının bedeli.
İlk Cuması devrânın, değmişti mü’min eli.
Âyetlerle süslendi, nakşoldu tevhid sözü.
Yüreği nefeslendi, güldü asılan yüzü.
Tekbirlerle çınlayan, kubbeler gülümsedi.
Âyetleri anlayan, duvarlar; «Şükür!» dedi.
Minareler yükseldi, dört köşeden dört medet.
Mimar Sinan’dan geldi, parmak gibi zarâfet.
Ceddimizden yâdigâr, mutlu asırlar geçti.
O secdeyle bahtiyar, nice Kevserler içti.
Mihraba konan mühür, büküverdi boynunu.
Geri dönünce küfür, hüzün sardı koynunu.
Seksen altı yıl sürdü, cemaatsiz esâret.
Kılıçlar minber gördü, öze döndü nihayet.
Zincirler kırılınca, şenlendi dört minare.
Vuslata erilince, melekler indi yere.
Temmuzun yirmi dördü, yine Cuma vaktinde.
Tarih hükmünü ördü, kutlu fetih akdinde.