LEYLEK

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com

 

Öğretmeden uçmayı, avlanmayı yavruya,
Sonu geldi baharın, yol göründü leyleğe.
Yanlış ile doğrunun, gördüğü aynı rüya;
Ayna tuttular «az»a, bol göründü leyleğe,
Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe.

Halkı selâmlamaya, cambazı zamânenin,
Atla gelir yuları, elinde kahramanın.
Boğuldu akl-ı selîm, girdabında gümânın;
Çürüdü ruh bedende, koku sindi yeleğe,
Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe.

Güvendiği dağlara kış gelmeden yağdı kar,
Donunca çarkın suyu, yüz çevirdi önce yâr.
Ayaklar konuşunca, bozuldu arzda ayar;
Karıştı sapla saman, güve düştü eleğe,
Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe.

Dertler âzâd edildi, mahkûmiyet dermana,
Dara çekildi iffet, hayâsızlık harmana.
Meseleyi yün gibi sarmalayıp kirmana;
Vurdular mührü dile, kelepçeyi bileğe,
Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe.

Nefret ekip gönüle, merhameti derdiler,
Yüzü kıbleye garip, ezansız seherdiler.
Liyâkatsizler taksim, edip işi verdiler;
Petekleri bal ile doldurmayı sineğe,
Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe.