GELİN ÇEYİZİNDE MAYA!
Servet YÜKSEL servety@t-online.de
-Devlet Baba; «Satın!» dedi, sattılar,
Apartman konduya göçü attılar.-
Keçileri kaçırmadan uylaştık,
Büyük başlar kasap musmula çıktı.
Bir gecede şehirleri paylaştık,
İstanbul, Ankara yoksula çıktı.
Davarsız ormanı sardı alevler,
Çocuk seslerini yitirdi evler,
Şimdi top oynuyor cüceler, devler;
Yetim, öksüz kalmak okula çıktı.
Fareler buyursun, ağlar örülsün,
Vîrane tahtına baykuş kurulsun,
Hâtıralar bir sandığa dürülsün;
Köyün tapusu da zırtıla çıktı.
Gönlümüze sevgi ekenler bitti,
Hayata; «Lâ havle…» çekenler bitti,
Tarlada, bahçede dikenler bitti;
Bağların bakımı tırtıla çıktı.
Havası zehirli, suyu içilmez,
Komşunun kapısı, kalbi açılmaz,
Parasız köprüden, yoldan geçilmez;
O pembe hayaller heyûlâ çıktı.
Gül güzelliğinde hayâmız vardı,
Nur gibi sevdamız, rüyamız vardı,
Gelin çeyizinde mayamız vardı;
Zurnanın peşrevi davula çıktı.
Bereketin adı dede-nineydi,
Gaye Hak rızâsı, duâ anneydi,
İnsanlığın derdi mutlu hâneydi;
Çekirdekten fitne oğula çıktı.
Beton yığınından yaylamız yeğdir,
Çikita muzundan çağlamız yeğdir,
Gurbetin kahrından sılamız yeğdir;
Canım Anadolu çapula çıktı.
Yaban aklın sızmasıyla savrulduk,
Nefislerin azmasıyla savrulduk,
Vefâsızlık kazmasıyla savrulduk;
«Dön! Gel!» dediğimiz muşmula çıktı.