UNUTTUK

FİGANÎ (İbrahim BAZ) ibrahim.baz@hotmail.com

Kapandık apartman denen evlere,
Eşi, dostu artık özlemez olduk.
Kırk yıllık hatırı yük olur diye,
Kahvenin altını közlemez olduk.

Bıraktık köyleri, döküldük şehre,
Caddeler dönüştü, insandan nehre,
Nasıl dûçâr olduk bu zâlim zehre;
Geceler düşünüp sızlamaz olduk.

Bedenler sahnede, düştü pazara,
Kalmadı tahammül; söze, azara,
Ar kalmayan yüzler nasıl kızara?
İşlenen günahı gizlemez olduk.

Kendinden başkayı görmüyor gözler,
Ya keskin bir kılıç ya oktur sözler,
Sevgi mezarına dönüşmüş özler;
Vicdanlar kokuştu, tuzlamaz olduk.

Terk ettik toprağı, tevâzu bitti,
Hırslar kör eyledi, kanaat gitti,
Sevgiyi soldurduk, gülden demetti;
Bülbül gibi gülü nazlamaz olduk.

Geldiğimiz yollar ilim irfandı,
Gözümüz gönülde feri vicdandı,
Sermaye insaftı, servet iz‘andı;
Ecdâdın izini izlemez olduk,

Hakikat saklandı, gözler şaş oldu,
Gönüller gömüldü, ayak baş oldu,
Sevmeyi unuttu, kalpler taş oldu;
Eğri yolumuzu düzlemez olduk.

Ey Figanî! Efgan eyleyip durma!
Devâsız dert yoktur, söyleyip durma!
Gelsin aşk kervanı eyleyip durma;
Nicedir yolunu gözlemez olduk.