DÖRTDİVAN GÜZELLEMESİ…

Servet YÜKSEL servety@t-online.de

 

Hakk’ın kudret sofrası bir ovada kurulmuş,
Ne hayatlar savurmuş harmanı Dörtdivan’ın…
Oğuz boyları; suyu, havasına vurulmuş,
Selçuklu mührü taşır, fermanı Dörtdivan’ın…

Mor dağlardan bakınca bir gül gibi görünür,
Gece ayaza çalar, sabah sise bürünür,
Yolları hüzün, hasret, gurbetlere yürünür;
Yüreğimde yaradır, hicranı Dörtdivan’ın…

«Kırklar»ın meclisinde ötelere ağalım,
Çocuklar; «Âmîn!» desin, yağmur olup yağalım,
Sacayağı durduğum Geredelim, Çağalım;
Tahsille ele geçmez irfânı Dörtdivan’ın…

Köyleri tesbih gibi Kınıklar, Sorkun, Düğer…
Gün vurup, yel estikçe buğdaylar boynun eğer,
Yaylaların sefâsı inan bir ömre değer;
Sevgiyi kaval etmiş çobanı Dörtdivan’ın…

Himmet Dede Sayık’ta, Çalköy’de Şıh Şehriban,
Ahde vefâ görmedi, hep kimsesiz, gariban;
Tarhana şifâ olsun, somunu umuda ban;
Tabiplerde bulunmaz dermanı Dörtdivan’ın…

Sükûnet bulur, uyur dereler sînesinde,
Komşuluk, akrabalık huzur var hânesinde,
Kızarmış kaz eti, keş. İşin bahanesinde;
Çay tadında muhabbet insanı Dörtdivan’ın…

Her çiçeği bir türkü, toprağı mertlik kokar,
Beylere haber verin, zulüm devletler yıkar,
Elbet kırat sırtında bir Koç Köroğlu çıkar;
Cihanda dalgalanır destanı Dörtdivan’ın…