GİDİŞ UÇURUM

Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com

 

Fitne, tezgâh kurmuş küfür dokuyor;
Tutulmuş akıllar; idrak çıkmazda.
Hırs, mantığa hâkim, öfke kokuyor;
Gidiş didiş değil, ayna aymazda.

Fazîlet baş eğmiş, çan durağında;
Gerçek kıvranıyor, yal batağında;
Tanımsız zamanın fay atağında;
Maskeler telâşlı, benler ifrazda.

Kınalı kuzuya dar gelir beşik;
Sevda gelgitlerde aşınmış eşik,
Atışlar hileli; sur delik deşik,
İnsaf hüküm giymiş, iz‘an infazda.

Deniz dalgasında sevda hiçliği,
Ahlâk sukutunda nefis açlığı,
Tükenecek elbet zaman harçlığı;
Mazlum sükût eder, zâlim marazda.

Eyvahlar ahlara karışır olmuş,
Küfür kötülükle yarışır olmuş,
Ateş toprak ile barışır olmuş;
Akıl sahipleri Hakk’a niyazda.

Sazlar değişik de beste tek, hüzzam,
Nakış isyanlarda, vehimlere zam,
İnişte insanlık, inişte nizam;
Üşüyor adâlet sırlı ayazda,

«N’olacak?» demeyin, oldu olacak;
Boylandı çalılar, saklandı nacak.
Baykuşlar alçaldı, dala konacak;
Edeplide; «Yâ Hû!» Edepsiz cazda.

Yalan çeşitlenmiş, riyâ üç boğum;
Kılcal damarlara yerleşmiş kurum,
Gidiş hiç hoş değil, sonu uçurum;
Kurtuluş vahdette vahdet ibrazda.

31 Ocak 2018, Elazığ