ÇANAKKALE’DE

M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com

 

Îman, çağlayan gibi büyürken yüreklerde,
Gülün yarası derin, bülbül ağlar seherde,
His yoksulu zâlimin, gözüne inmiş perde.

Sonsuzluğa açılır gökler Çanakkale’de…
Meçhul asker, yurdunu bekler Çanakkale’de…

Gök boşluğundan, ölüm sağnak sağnak düşmekte,
Sılaya varan haber, yaraları deşmekte,
Ölüm, hâtıraların küllerini eşmekte.

Henüz goncayken, güller soldu Çanakkale’de…
Yaşlı gözler, toprakla doldu Çanakkale’de…

Açlığını unutup, tuza ekmek bandılar,
Vatan yanmasın diye, ateşlerde yandılar,
Kör kılıçları değil, îmânı kuşandılar.

Asker kanı, su gibi aktı Çanakkale’de…
Ateş, suları bile yaktı Çanakkale’de…

Nisyan kapladı yeri, gökler andı adını,
En yüce pâye bildi, şehidlik beratını,
Hak nasip etti ona, en büyük murâdını.

Ezan okunurken, çan sustu Çanakkale’de…
Biriken nefretini, kustu Çanakkale’de…

Rûhun bağ bozumunda, zaman sonsuza akar,
Mazlumların gözyaşı, bütün tahtları yakar,
Çaresiz kaldığında, akrep kendini sokar.

Karanlığa, dolunay doğar Çanakkale’de…
Her damla kan, düşmanı boğar Çanakkale’de…

Bir yanardağ misâli, yanık bağrımız bizim,
Gözyaşları dinmezse, dinmez ağrımız bizim,
Asırları kuşatır, kutlu çağrımız bizim.

Zâlimlere, büyük ders verdik Çanakkale’de…
Gönül bahçesinden, gül derdik Çanakkale’de…

Rüzgâr hızlı esince, boyun büker başaklar,
Çoğu kere kara gün, içinde rahmet saklar,
Gelibolu’da koştu aydınlığa ayaklar.

Hürriyetin yolunu açtık Çanakkale’de…
Kararan ruhlara nur saçtık Çanakkale’de…