GECİKMİŞ BİR ŞİİR

Servet YÜKSEL servety@t-online.de

-1. Nesil Gurbetçilerin Vefâlı Hanımefendilerine…-

Alpler’de uçuruma gurbeti bırak da gel!
Hasrete, hüzne çıkan şu yolları yak da gel!

Yüzümde çizgi çizgi sensiz geçen seneler,
Bahtımın rengi kara, gözlerimden ak da gel!

Yokluğun ayazında bir kış günü gitmiştin,
Mevsimleri şaşırdım baharla, şafakta gel!

Mavi bakışlı, sarı saçlıya mı bağlandın?
Nefsinin sarhoşuysan tövbe et, ayık da gel!

Elin tarlalarında gençliğimi savurdum,
İki çuval buğdayı değirmene yık da gel!

Çocukları sorarsan; oğlan okulda şimdi,
Ben harçlık veremedim, ceplerine bak da gel!

Bereketi, tadı yok babasız sofraların,
Kimse bilmez, dert-tasa kaynadı ocakta gel!

Hep hayal rüzgârında umuda yelken açtım,
Öfkem tavana vurdu, aklım da saçakta gel!

Vefâsızın hesabı âhirette de zormuş,
Yabanın yılan dolu kuyusundan çık da gel!

Kulağına okunan ezanın hatırına,
Sabah-akşam gördüğün nursuzlardan bık da gel!

Çırpınıp durma gayri, gafletin çarmıhında,
Vazgeçmediğin neyse, al peşine tak da gel!

Hâlimden haber versin gökte uçan turnalar,
Akrabaların sormaz, komşular merakta gel!

Annen bile tanımaz, baban kahrından öldü,
Bize ihânet eden seni dara çek de gel!

Köyde duramaz olduk göçtük gecekonduya,
Şehir ayrı belâymış hayatım tuzakta gel!

Ey vicdansız! Gölgemi bile sen sanıyorum,
Almanya yıldızlardan daha mı uzakta gel!?.

Yüksel’in kaleminde âhımdan korkmaz mısın?
Koymadan, bu gecikmiş şiirine nokta gel!

Madem gelmeyeceksin gönlüme gömdüm seni,
Uçakta tabutuna son çiviyi çak da gel!