KULA SABIR, ŞÜKÜR DÜŞER…

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com

Sırrını söyleme «yad»a, fâş olur yâd ele düşer…
Söylersen esir olursun; sana dert ve çile düşer…

Düşmandan kötü çıkıyor, şimdi zamâne dostları,
Seni dile düşürürken, kendisi de dile düşer…

Kardeş katili Kābiller, kılavuz tutsun kargadan,
Mazlumiyet, mağdûriyet, her dâim Hâbil’e düşer…

Yerle yeksan etmek için, Firavun’un sarayını,
Annesinin duâsıyla, Musa gider Nil’e düşer…

Kâbe’yi yıkmaya gelir, Ebrehe fil ordusuyla,
Söylemeye âr ederim, gayret «ebâbîl»e düşer…

Bir sevdiği bekliyorsa, karlı dağların ardında,
Bağrı yanık olan âşık, dar akşamda yola düşer…

Deldiği o dağdan büyük, yiğit Ferhat’ın yüreği,
Bir sevda ki; beste beste, türkü olur tele düşer…

Bir muhabbet faslı için, Kerem yanar Aslı için,
Mecnun; «Leylâ! Leylâ!» diye, bir mübârek çöle düşer…

Gülzârda âh u zâr eden, ah o garip bülbüllerin,
Seher vakti gözyaşları, şebnem olur güle düşer…

Rahmân olan, Rahîm olan Rabbim; bunca nimet vermiş,
Sabır ile sâlih amel, hamd ve şükür kula düşer…

11 Eylül 2018