GAZEL

Harun ÖĞMÜŞ

Âh o günler ki dolup aşk ile peymâne gibi…
Atılırdım yüzünün şevkine pervâne gibi…

Kâse eldeydi, kulak neyde ve göz sâkîde,
Hâsılı meclisimin her şeyi şâhâne idi…

Haberim yoktu gamım varsa da, gamdan âzâd,
Dolaşırdım bu yıkık hâneyi mestâne gibi…

Kimseden yoktu şikâyet şükür Allâh’a o dem,
Sitemim varsa da ancak kötü devrâne idi…

Ne saâdet dolu demlerdi o demler Hârûn!
Şimdi baksam niye bilmem gelir efsâne gibi…

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa‘lün)