MUKADDES DÂVÂNIN SEVDALILARI

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com

-Merhum Muhsin YAZICIOĞLU, Ömer HALİSDEMİR ve nicelerine…-

Semâdaki «yıldız»ların peşinden,
Fecri beklemeden yola çıktılar.
Sıyrılıp dünyanın tüm telâşından,
Hak yoluna tenlerini döktüler.

Aldırmadan yağan yağmura, kara,
Yol aldılar, kara kıştan bahara,
Bataklıklar dönsün diye gülzâra;
Gönüllere solmaz güller ektiler.

Cesur bir millette yiğit biter mi?
Yiğit olan esâreti ister mi?
Bir aslana, beş-on çakal yeter mi?
Kaç senelik hayalleri yıktılar.

Hak âşığı, ukbâsını satar mı?
Coşan seli, saman çöpü tutar mı?
Hilâlin şavkını dalga yutar mı?
Su misâli arzdan Arş’a aktılar.

Kavrulan çöllere yağmur oldular,
Filizlenen genç nesle sur oldular,
Millet güldü, onlar huzur buldular;
Bu vatanın çilesini çektiler.

Gökte dalgalanan al bayrağına,
Deresine, ovasına, dağına,
Çiçeğine, bahçesine, bağına;
Bu cennet diyâra hep âşıktılar,

Körpe umutların bittiği anda,
Acının sevinci yuttuğu anda,
Güneşin boşlukta yittiği anda;
Geceyi bitiren bir ışıktılar.

Şu hayat, vuslata settir, engeldir,
Vuslatın en son menzili eceldir,
Mukaddesse dâvâ, ölüm güzeldir;
Verdikleri söze çok sâdıktılar.

Dertler de kederler de kabre kadar,
Kabrin sonrasında asıl hayat var,
Ömür, üç gün eksik olsa ne çıkar!?.
Gözlerini mâverâya diktiler.

Sırt dönüp küstüler heveslerine,
Kelepçe vurdular nefislerine,
Cesaretle dolu göğüslerine;
Şehâdetin rütbesini taktılar.

Sonsuzluğa son kapıdan geçtiler,
Mânâ âlemine kanat açtılar,
Peygamber elinden Kevser içtiler;
Her an, buram buram cennet koktular.

Yandı yürek, cehennemin nârında,
Bugün de sönmez bu ateş, yarın da,
Ali, senin gibi, arkalarında;
Bağrı yanık nice can bıraktılar.

18 Ocak 2018