ŞÜKÜR ve DUÂ…

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Kur’ân bahçelerinde yine bülbüller yetişiyor.
Elhamdülillâh; bir yerde 70, bir yerde 90 hâfız…
Daha nice yerlerde nice hâfızlar… Bu münasebetle;

Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a,
Bir ömür şükretmeli, yalvarmalı O Şâh’a!

Allâh’ım, Ey Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ım,
Ey bizlere, bizlerden Kerîm olan Allâh’ım!
Sen’in huzûrundayız, Sen’in kapında kuluz,
O sonsuz rahmetinden ümîdimiz de sonsuz!
Açtık ellerimizi, ey Ğafûr, kabûl eyle!
Bakma günâhımıza, ne olur kabûl eyle!
Tevbe ve Kur’ân ile sığındık dergâhına,
Ulaştır müjde müjde kurtuluş sabâhına!

Yâ Rabbî, ay misâli şu güzîde hâfızlar,
Onları yetiştiren şu hâcegân nabızlar,
Ne mukaddes bir tablo, üstâd ile beraber,
Şu anneler, babalar, özde aşk-ı Peygamber,
Biz Kur’ân sofrasına aç geldik, kabûl eyle!
Yâ Rabbî, ancak Sana, yöneldik kabûl eyle!
Kabûl eyle yapılan bu mübârek sohbeti!
Kabûl et, emrettiğin bu yüce hidâyeti!
Eriştir, katındaki en yüce muhabbete,
Eriştir, Kur’ân’daki en güzel şahsiyete.
Bu güzel cemiyeti, yâ Rabbî makbûl eyle!
Bu Kur’ân icâzeti, yâ Rabbî kabûl eyle!

Hâsıl olan sevâbı, yâ Rab, evvelen, bizzat,
Bize, sebeb-i hilkat, hulâsa-i mevcûdat,
Hazret-i Fahr-i Âlem, iki dünyaya merhem,
Muhammed Mustafâ’nın rûhuna eyle kerem!
O Nebiyy-i Zîşân’a ihsân eyle Allâh’ım!
Bu âminlerle O’nu şâdân eyle Allâh’ım!
Âl ve ashâb-ı kirâm, ve enbiyâ-i izâm,
Ve bütün meşâyıh-ı Hak ve zevi’l-ihtiram,
Ve rahmetine gelen her bir îman sahibi,
Ümmetin ervâhına ikrâm eyle yâ Rabbî!

Yâ Rab, emrettin, boyun büktüler: Kabûl eyle!
Râzı ol diye yaşlar döktüler: Kabûl eyle!
Aşk ile, şuûr ile çektiler besmeleyi,
Delice bir gayretle aştılar her çileyi,
Yâ Rab, gözlerini nûr ettiler, kabûl eyle!
Her bir âyeti düstûr ettiler, kabûl eyle!
Sayfa sayfa içtiler bu Kur’ân’ı, su gibi,
Bir mûcize tattılar, unutturma yâ Rabbî!

Allâh’ım! Son kitap bu, okuyup ezberleyen,
Secde-i şükrân ile göklere açtı yelken.
Çehre çehre âdetâ yıldızlar saf bağladı,
Fezâlar bülbül oldu, Allah diye çağladı.
Yâ Rabbî, bu çağlayan niyetleri kabûl et!
Bu son nefes karnesi, gayretleri kabûl et!

Allâh’ım! Hâfızlara her bakımdan izzet ver,
Kur’ân’dan, kalplerine bitmeyen bir lezzet ver!
Tâ ki, hep ehl-i Kur’ân olarak yaşasınlar,
Tâ ki, en güzel insân olarak yaşasınlar!
Tâ sürüklenmesinler hiç günahtan günâha,
Tâ ki savrulmasınlar hiç eyvahtan eyvâha!

Yâ Rabbî, hâfızlara burda ver mîrâcını,
Mahşerde nasîb eyle, giydir sonsuz tâcını!
Giydir o tâcı, anne ve babalarına da,
Giydir o tâcı, yardım ehline de bu yolda!
Eriştir cümlemizi en büyük şefâate,
Lutfeyle, mazhar eyle ebedî berâate!

Ey Rabbim! Buyurdun ki; kayd için üç liste var:
Bir Sen’in, bir de nefsin, bir de şeytanın, zinhar,
Şeytanın her yazdığı, ne zalim bir kafile,
Öylesinden, yâ Rabbî, Sen, muhafaza eyle!
Ortada savruk nefsin yazdığı da bir âfet,
O âfetten de yâ Rab, bizi muhafaza et!
Liste, Sen’in listendir, yaşayanlar listesi,
Yâ Rab, ona dâhil et, hâfız olan herkesi!
Eşsiz bir lutfa erer o listede yer alan,
Bi-iznillâh, her hayra, en önde koşar o can!
Ne olur, bu yüz akı hâfızlarımızı da,
Bizleri de kaydeyle o listeye ey Hudâ!
Lâyık bir yaşayışla erbâb-ı Kur’ân eyle,
Ömür boyu bu yolda koşmayı ihsân eyle!

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ım! Devran Sen’in,
Hidâyet ve inâyet, Hazret-i Kur’ân, Sen’in!
O bizim omzumuza yüklediğin emânet,
Peygamber emâneti, taşımayı nasîb et!
Hikmet ve sırlarına bizleri âşinâ kıl,
Sonsuz mânâlarını ömrümüze mânâ kıl!
Tüm çaresizliklere, çare Kur’ân’dır elbet,
O’nunla bugünleri, yarınları mâmûr et!
En âcizi en güçlü eyleyen rahmet Kur’ân,
Yudum yudum her kalbe onu içir yâ Rahmân!
O şifâyı cihânın her derdine tabîb et,
O’nu ve Habîbini, gönlümüze habîb et!

Yâ İlâhî! Her zaman biz âciziz Sen mûciz,
Biz güçsüzüz Sen Kādir, Sen’den yardım isteriz.
«Yâ Rab!», İslâm dünyası, bin bir belâ içinde,
Her haçlı mezâlim var, her iptilâ içinde.
Kur’ân ile; «yâ Rabbî!» diyoruz, biz her yanda,
Yâ Rab diyoruz Kur’ân ile, yer-gök figanda.
Muhammed Mustafâ’nın ümmetiyiz, yardım et!
Muhtacız, muhtacının gayretiyiz, yardım et!
Yâ Rab, harâbe eden zalime fırsat verme!
Bu vatana kasteden hâine ruhsat verme!

Candan yalvarıyoruz yâ Rab, icâbet eyle!
İnâyet eyle, medet eyle, imâret eyle!
Lutfunu, rahmetinle yağdır, hareketlendir!
Sen bu Kur’ân neslini, artır, bereketlendir!

Ey yüce Allâh’ım, ey kimsesizlerin kimsesi,
Şu devranda kesildi gariplerin nefesi!
Güm güm, bebeciklerin bile kısıldı sesi,
Fosforlu bombalarla yakıldı can hevesi!
Sen şefkat eyle, himmet eyle, merhamet eyle,
Allâh’ım, nusret eyle; yâ Rabbî, rahmet eyle!

Kâfirde cehennem gibi ahlâk ile âdâb,
Nemrûd ateşinden koru mü’minleri yâ Rab!

Devrin yeniden Hazret-i Fâtihleri, gelsin!
Bekler yine her kıt’a, fetihler geri gelsin!

Art arda açılsın yeniden göklere her bâb,
Tekrar çakılıp kalmayalım yerlere yâ Rab!

Yıllarca, asırlarca süren hasreti dindir,
Çok ağladık ağlatma, yanık bağrı sevindir!

Yollarda gönüller, nicedir hasta ve bîtâb,
Lokmân-ı Hakîm eyle gelen günleri yâ Rab!

Bir râyiha gönder yine cennetteki gülden,
Seyrî ile her lâhza duâmız bu gönülden;

Yâ Rab, yeniden eyle zaferlerle muhâtab,
Son fecre koşarken yüzümüz ak ola yâ Rab!*

Yâ İlâhî! Kur’ân et tüm lâfızlarımızı,
Şâd eyle, bizleri ve bu hâfızlarımızı;
En sâlih amellerle, ey Allâh’ım, kul eyle!
Yedi kat gökte yâ Rab, lutfunla kabûl eyle!
–Sizin en hayırlınız, buyurdu Hak Nebîmiz:
–Kur’ân’ı hem öğrenen hem öğretenleriniz!1
O’nun bu övgüsüne mazhar eyle yâ Rabbî!
Emsalsiz ahlâkıyla îmâr eyle yâ Rabbî!

Îkāzı da çok açık: “Ne insanlar çıkacak,
Öyle okuyacaklar Kur’ân’ı onlar ancak,
Geçmeyecek aşağı gırtlaklarından Kur’ân,
Okun bir avı delip çıktığı gibi, ayân,
Dinden çıkacak onlar, hiç dönemeyecekler,
Çünkü bir ok kirişten çıkınca dönmez kader!”2
Âlimler de uyardı: «–Nice Kur’ân okuyan,
Var ki, onlara lânet eder Hazret-i Kur’ân!»3
Aman yâ Rabbî, koru, böylesi bir âfetten!
Yaşat bizi dîninde takvâ üzre harfiyyen!

Yâ Rabbî, bu hâfızlar ve tüm hâfız olacak,
Göz nûru talebeler, hakkı yaşasın ancak!
Hepsini âyet âyet hakkıyla hâfız eyle,
Gaflete düşürmesin dünya denilen çile!
İçlerine; Fatihlik, Akşemseddinlik dolsun,
Bilekler bilek olsun, yürekler yürek olsun!
Fethedilsin gönüller nûr-i Kur’ân’la yine,
Çoğalsın bu meclisler, ey Allâh’ım, her sene,
Yüzakı hâfızları artarak devâm olsun,
Canlı bir Kur’ân olmak, yegâne merâm olsun,
Sidretü’l-müntehâ’da en güzel makam olsun!
Sonra Cennetü’l-Firdevs, onlara selâm olsun!

Ey Allâh’ım! Mektepti Kur’ân, Nebî rehberdi,
O, hâfız yetiştiren yüce bir Peygamber’di.
Canlı Kur’ân olarak yaşatan bir cevherdi,
Hâfızları çok sever; «en şerefliler» derdi.4
Şimdi o neslin işte yeni halkası yâ Rab,
Çok şükür yetiştiler hepsi hâfız-ı Kitâb,
Rûh-i Rasûlullâh’ı bu sevdiği kervandan,
Hoşnut eyle bu hâfız kafileden, ey Rahmân!
Bu yeni halkasından O’nu haberdâr eyle,
Ashâb-ı Suffe’sinden bizi nasibdâr eyle!

Yâ Rab! Bu hâfızları yetiştiren yürekler,
Makbul olsun, hem maddî hem mânevî destekler!
Cümle yardım ehlini, bu ehl-i Kur’ân ile,
Peygamber’e komşu yap, ebedî mesrûr eyle!
Ecir ve nasîbini, ihsânını tekrâr et,
Af ve merhametini, gufrânını tekrâr et!
Rahmetini tekrâr et, lutfunu tekrâr eyle,
Onlara gece-gündüz, mükâfat izhâr eyle!

Onlar; nurlu anneler, gerçek hacıanneler,
Onlar seçkin babalar, hocalar, nice rehber,
Hepsi birer âbide, yardım gördüklerimiz,
Muhterem ve müstesnâ, aziz büyüklerimiz;
Bu güzel yapıları kurdular, makbûl eyle!
Her yavruyu ettiler bir çınar, kabûl eyle!
Geçmiş ve geleceği gördüler, Kur’ân ile,
Bugün cennet libâsı ördüler, kabûl eyle!
Her birine sıhhat ve âfiyet eyle ihsân,
Lutfeyle, sonlarını, yâ Rabbî, eyle cinân!
Âhirete göç etmiş cedde de rahmet eyle,
Ebedî şefkat eyle, af ve merhamet eyle!
Hâsılı uzak-yakın, şu kafile kafile,
Gelenlerin hepsini nâil-i cennet eyle!
Şu anki her sevabı sonsuz bereket eyle,
Yâ Rab, bu kulları, en hayırlı ümmet eyle!
Sen’i ve Peygamber’i, can evinde muhabbet,
Allâh’ım! Râzı olup râzı edenlerden et!

Yâ İlâhî! Muhammed Mustafâ, Sen’den yana,
Her neden sığındıysa, sığındık ondan Sana!
Devrin fitnelerinden Sen muhafaza eyle!
Şer bahanelerinden, Sen muhafaza eyle!
Allâh’ım! Her günahtan, her kötülükten koru!
Parçalanıp yanmasın birlik denilen koru!
Sırât-ı müstakîmde dosdoğru eyle nesli,
En güzel ahlâk ile olsunlar güzel sesli!
Yâ Rab, hıfzedenleri, Kur’ân ile hıfzeyle,
Ehl-i İslâm çok darda, emân eyle, hıfzeyle!
Enkazlar yığın yığın nâçizlere imdâd et,
Mazlum ve mâsumlara, âcizlere imdâd et!

Yâ İlâhî! Muhammed Mustafâ, Sen’den neler,
İstediyse, isteriz onları bize de ver!
Lutfeyle, ikrâm eyle, ihsân eyle, yâ Rabbî!
Bizler, burdan kalkmadan gufrân eyle yâ Rabbî!

Rabbim, en az bir hâfız kanatlansın her evde,
Eyle yüce rızâna muvaffak ve güzîde,
Yuva kuran gençlere huzur ver, afiyet ver,
Hem nesil bereketi, bol rızık, selâmet ver!
Yâ Rab, hâfız kulunu, hâfız olarak yaşat,
Peygamber evindeki hasletler ile donat!

Allâh’ım, Ey Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ım!
Sen iki dünyada da eyle bizlere yardım!
Bu duâmızı n’ola yâ Rab, müstecâb eyle!
Hâfızlık şerefinden bizi şerefyâb eyle!
Bu müessesemizi, bu can nefesimizi,
Bu eserlerimizi, bu Kur’ân sesimizi,
Bu yüz akı neslini yâ Rabbî kāim eyle!
Sâlih kullar elinde haşre dek dâim eyle!

Bu ümmet ve Seyrî’ye, lutfet yâ Rab, hâssaten,
Cümlemiz, son nefeste diyelim tâ gönülden:
اَشْهَدُ اَنْ لَااِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
O sonsuz huzûruna yâ Rabbî, yüz akıyla,
Bizi ancak müslüman olarak al, yâ Mevlâ!
رَبَّنَٓا اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً
وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟
Bi-hurmeti Seyyidi’l-Mürselîne, Yâ Muîn!
Âmîn, âmin, velhamdü lillâh, Rabbi’l-âlemîn!

________________________________
1 Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 21.
2 Buhârî, Tevhid, 57.
3 Gazâlî, İhyâ, I/281.
4 Münâvî, I, 522.

*İşaretli yere kadarki yedi beytin vezni:
mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

 

6 Mayıs 2017