145. SAYI TAKDİM
Kıymetli Okuyucularımız,
Zaferin formülü her zaman aynıydı:
Zafer=Îman ve Fedâkârlık!
Düşman kat kat fazla olsa da değişmedi bu formül, âfâkı çelik zırhlı duvarla çevirse de değişmedi.
18 Mart 1915’te devrin en kibirli düvel-i muazzamasının gemileri Çanakkale Boğazı’nın sularına gömüldü.
Çünkü;
Karşısında îman dolu fedâkâr kalplerden oluşan bir serhad vardı. Allah, mü’minlere yardım etti. Zafer geldi.
İşbirlikçi düşman; ihânetle suyun başını tutmuş, milletine milletin silâhını yöneltmiş olsa da zaferin formülü değişmedi. 15 Temmuz 2016’da mukadderâtını eline alan halk, tanka, F 16’ya karşı zafer kazandı.
Îman ve fedâkârlık bir araya gelince, Allah’tan zafer geldi.
Tâlût’un ve Dâvûd’un bir avuç ordusu, azgın ve azman Câlûtları böyle yere serdi.
Bedr’in arslanları, yanlarında eğlence ekiplerini dahî getirmiş Ebû Cehil ordusunu böyle târumâr etti.
Îman+Fedâkârlık…
Îmânımız, tam bir îman olunca; yani bizi fedâkârlığa, fedâîliğe, merhamete, şefkate, ittihâda, birlik-beraberliğe, kardeşliğe ve her şeyiyle güzel ahlâka sevk ederse, gayretler semere veriyor, düşmanın oyunu bozuluyor.
Bu düşünceyle, Çanakkale zaferiyle andığımız Mart ayında dosya mevzumuzu, mü’minlerin kardeşliği ve birbiriyle irtibatı olarak belirledik.
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; Hazret-i Dâvud’un Câlût’u mağlûp etmesinden, Bedir’e, Endülüs’e, Malazgirt’e, Çanakkale’ye ve 15 Temmuz’a, zaferin değişmeyen formülünü kaleme aldı. Îman ve fedâkarlığın eğitimine ve o terbiyeyi verecek îman ve fedâkârlık müesseselerine yönelen sinsi düşmanlıklara temas edilen başyazıda, kılıflı saldırılara bilhassa dikkat çekilmekte…
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Üstâdımız, «O’nun Muhteşem Ahlâkı»ndan ;«İrşad ve Tebliğ-Emr-i bi’l-mâruf ve Nehy-i ani’l-münker Hassâsiyeti»ni kaleme aldı. Mü’minin, nisâbı ve nihayeti konmamış, büyük mes’ûliyeti… Hidâyet mahrumlarına ulaşma mecburiyeti…
Mevlânâ bölümünde ise, tasavvufî ve işârî derinliğiyle «İsraf» mevzuu var.
Ayrıca Muhterem Üstâdımız’la İstanbul’un Sırları Özel Mülâkātından da bir bölüm dergimizde yer almakta.
Yazarlarımız; mü’minler arasındaki tesânüdü, bir binanın tuğlaları gibi kenetlenmeyi, yekdiğerinin derdinden önce haberdar olmayı ve dertlenmeyi, ardından onu çözecek hamleleri yapmayı kaleme aldılar.
Çanakkale’de kazandığımız zaferle birlikte, aynı harpte kaybettiğimiz onca vatan parçasının bugünkü içler acısı hâlini, sebeplerini teşrih ettiler, çarelerine kafa yordular.
Çanakkale ve 15 Temmuz’un sadece mahallî değil, dünya çapında tesir ve yansımaları da ele alındı.
Mü’minlerin birbirleriyle zimmet hukuku, namazın kıvamı ve Tâif seferinin incelikleri…
Bosna’dan seyahat notları; evliliğin maddî değil, mânevî temeller üzerine kurulması gerektiği; öfke kontrolü ve nebâtat ilminden mânevî derslere birbirinden ilginç yazılar da dergimizde…
Şairlerimiz de îmânı ve fedâkârlığı terennüm etti…
Değerli Okuyucularımız, 13. yılımızda abonelerimize hediye kampanyası geleneğimizi; yine çok kıymetli bir eser ile tazeliyoruz:
Kıymetli Osman Nûri TOPBAŞ Üstâdımız’ın kaleminden, derslerinden ve sohbet notlarından hazırlanan;
«Cihan Semâmızda Bâkî Kalan Hoş Sedâlar» adlı bu eseri, bir nefeste okuyup ondan bir ömür istifade edeceğinizi umuyoruz.