KUTSAL AŞKIN DESTANI -3-

ŞAİR : Mahmut KAYA mkaya45@gmail.com

القصیدة الخمر ية
أُوَافِـقُ قَـوْمًـا ضَـمَّـهُـمْ مَـقْعَدُ الْهَوٰى
وَإِنْ كَــانَ كُـلاًّ مِـنْـهُـمْ قَـاصِــدًا فَـنَّـا
31. Aşk meclisinde toplananların hepsi farklı hâl sergileseler de, ben onların bu tavrını uygun buluyorum.
Bir araya toplanmış, aşka gönül verenler,
Can içinde can bulmuş, bu esrâra erenler,
Farklı hâle sahiptir bu yolu izleyenler.
Onların bu tavrını ben de benimsiyorum.
Kimse bu farklılığı kınamasın, diyorum.
فَــهٰـذَا يُــوَرّ۪ى فِـى الْـغَــزَالَـةِ غَــيْـرَةً
وَهٰذَا بِعَيْنِ السُّكْرِ يَسْتَمْلِحُ الْغُصْنَا
32. İşte şu; aşkla yanıp tutuşmakta, bu ise o
mestâne bakışıyla dalı pek güzel görmekte.
Bir baksana şu âşık, içten içe yanmakta,
Bu da mest bakışıyla dalı güzel sanmakta,
Gördüğü her şey ona yâri hatırlatmakta.
Her şey aşktan bir eser, bakıp görebilene.
Aşkın kazandırdığı sırra erebilene.
وَهٰـذَا بِلَيْنِ الْعِـطْفِ يُـبْد۪ى صَـبَابَةً
وَهٰذَا يَرٰى مَيْلًا إِلَى الْمُـقْلَةِ الْوَسْنَا
33. Şu âşık; uysal tavrıyla sevdasını dışa vurmakta,
bu ise baygın bakışlıya meyletmektedir.
Bak şu âşık aşkını nasıl dışa vuruyor,
Durgun, uysal hâliyle o bunu gösteriyor,
Sevdası uğruna günden güne eriyor.
Bir başka âşık ise baygın bakışa vurgun.
Gönlü coşkun bir deryâ, bazen durgun mu durgun…
وَذَا ف۪ــي سُــــرُورٍ بِـالـــدُّنُـــوِّ وَذَا لَــهُ
غَــرَامٌ وَهٰـذَا بِالـنَّوٰى يُـظْـهِرُ الْحُـزْنَا
34. Şu, sevgiliye yakın olmakla mutlu; bu da kendisini sevdaya
kaptırmış. Şu ise sevgiliden uzak düştüğü için hüzünlü.
Şu âşık cânânına yakın olmaktan memnun,
Bu ise sevgiliden ayrı düşmüş pek mahzun,
Diğeri servi boylu dilbere olmuş meftûn.
Herkes sevda peşinde, renklidir aşk meydanı.
Aşkta çekilen çile, insan eder insanı.
وَذَا بَـاسِــمٌ إِذْ نَـالَ مَـا كَـانَ طَـالِـبًـا
وَهٰذَا بِسَيْلِ الدَّمْعِ قَدْ قَرَّحَ الْجُفْنَا
35. Aradığına kavuştuğu için şunun yüzü gülmekte,
bu ise gözlerinden kanlı yaş akıtmakta.
Bulmuş aradığını, şunun yüzden belli,
Diğeri vuslat için kan ağlıyor elemli,
Bu uğurda acıyı minnet bilmek önemli!
Bu sahrânın mecnûnu er geç Leylâ’yı bulur.
Sabırla ekşi koruk, giderek helva olur.
وَذَا خَـائِـفٌ مِنْ قَـطْـعِه۪ بَعْدَ وَصْـلِه۪
وَذَا بِـالرِّضٰى مِنْ حَالِه۪ وَجَدَ الْأَمْنَا
36. Şu, vuslattan sonra ayrılıktan korkmakta; bu ise, hâlinden memnun kendini güvende hissetmekte.
Kimi âşık kaygılı, gamdan âzâd olamaz,
Firkati düşündükçe vuslattan haz alamaz,
Hazla elem iç içe bir türlü kurtulamaz.
Kimisi hâlden memnun; ne endişe ne keder…
Bilir ki; böyle gelmiş bu dünya, böyle gider!
وَهٰــذَا مُـحِـبٌّ بِـالــصُّـدُودِ مُــنَـعَّـمٌ
وَذَا آخِـذٌ بالـصَّـدِّ مِـنْ قُرْبِه۪ مُضْنٰى
37. Şu âşık, sevgilinin uzakta oluşunu nimet bilir; bu ise, yakınındayken ondan uzak kalmayı can yakıcı sayar.
Bazısı minnet bilir, yârdan uzak olmayı,
Bazısı azap sayar, yakında bulunmayı,
Yakında bulunup da yârdan uzak kalmayı…
Budur aşkın cilvesi, uzakken yakın olur.
Kimi zaman yakınken, çok uzakta bulunur.
وَهٰذَا تَسَاوَى الْوَصْلُ وَالْهَجْرُ عِنْدَهُ
فَأَنْحٰى إِلَيْهَا يَقْطَعُ السَّهْلَ وَالْحُزْنَا
38. Şu âşığa göre vuslat ile firkat eşit düzeydedir; bu uğurda düz ova, dağ tepe demeden yürür gider.
Kimi âşık vuslatla firkati aynı görür,
Hedefe varmak için engel tanımaz yürür,
Zamanı, mesafeyi kendi peşinden sürür.
O bir ufuk yolcusu, dağları aşar gider.
Baş açık, yalınayak olmuştur bir derbeder.
وَهٰــذَا يَــرٰى بِالـسَّـيْـفِ مِـنْـهَـا إِشَـارَةً
فَـيُـشْـتَاقُ سَـعْيًا نَحْوَهَا الضَّرْبَ وَالطَّعْنَا
39. Bu âşık da sevgiliye kılıçla ulaşılacağını sanarak,
bu uğurda dövüşmeye ve yaralamaya can atar.
Kimi âşık bu yolda kavgayı göze alır,
Hiç tereddüt etmeden kılıç bile kullanır,
Bunu yiğitlik değil, büyük mutluluk sanır.
Dön de bir tarihe bak, gerçekten üzülürsün.
Yâr uğruna ölüme koşanları görürsün.
وَهٰــذَا يَـرٰى كُـلَّ الْـجِـهَـاتِ مَـقَـاصِـدًا
وَهٰـذَا يَـرٰى مَـهْـدًا عَـلٰى مَـتْـنِـه۪ يُـبْنٰى
40. Biri her yönü (her şeyi), kendi amacına uygun görürken; diğeri ise, aşkı yapılacak binanın temeli için bir hazırlık sayar.
Her yönü kendisine uygun görür kimisi,
Tevhîde ayarlıysa pusulanın ibresi
Endişeye yok mahal, kolay artık gerisi.
Kimisine göre aşk her şeyin temelidir.
Sağlam temel üstüne bina yükselmelidir.
وَمَـا ضَرَّ هٰذَا الـخَـلْقُ وَالْـقَصْـدُ وَاحِـدٌ
إِذَا نَــحْـنُ خَـلَـصْـنَا إِلَـيْـهَـا تَـوَجَّـهْـنَـا
41. Bizler ihlâs ile aşka yönelirsek, maksat bir
olduğuna göre bu farklılıklar zarar vermez.
Başkadır aşkın dili, bîgâneler bilemez,
Maksat birse, ifade farkından zarar gelmez,
Farklılık olmayınca insandan söz edilmez.
O vahdet deryâsından herkes nasip almalı.
Doldurup testisini içip aşka kanmalı.