135. SAYI TAKDİM
Kıymetli Okuyucularımız,
Bu zulüm çağını kapatacak, adâlet ve merhamet çağını açacak bir hamleye muhtacız.
Bu modern câhiliyye devrini; hidâyet ve saâdet asrına dönüştürecek bir hamle gerek, İslâm âlemine de -aslında- bütün dünyaya da.
İstanbul’un fethi, de bir çağı kapatıp bir çağı açmıştı. Hazret-i Peygamber’in müjdesi aslında bir hedefti. Zorbaların zorlu surların ardına saklandığı bir dünyayı, Fatih’in hamleleri yıktı ve yeni bir devri başlattı. Denizlerin zincirlere vurulduğu bir dünyada, gemileri karadan yürütecek bir gayretle gerçekleşti bu hamle…
O gayret, fedâkârlığa muhtaçtı.
O fedâkârlık da derin muhabbete…
Öfke, kin ve nefret yıkmadı İstanbul’un surlarını. Adâlete, fethe, hidâyete olan aşk yıktı. Bir müjdeyi ufkumuza güneş yapan, Fahr-i Âlem’e olan muhabbet değiştirdi devri ve devrânı.
Bütün zorlukları;
“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (el-İnşirâh, 5, 6) fermanıyla kolaylaştıran, bütün yokuşları tatlı bir seyr ü sefere kavuşturan mükemmel bir iksirdi muhabbet.
Fedâkârlık Muhabbetin Mahsûlü,
ZAFERLER FEDÂKÂRLIĞIN İKRAMIDIR
dedik bu sayımızda.
Bu devrânı değiştirebilecek; zulmü adâlete, kahrı lutfa çevirecek fetihler için fedâkârâne gayretlere muhtacız çünkü. O fedâkârlıklar için de gönüllerde muhabbeti diri tutmalı.
Vazifelerin birer nisâbı var. Namazın rekâtları, orucun günleri, zekâtın nisbetleri var. Fakat cihâdın, Allah yolunda gayretlerin nisâbı: Hakkını vermek. Hakkını vermek gayret ister. Gayret, fedâkârlık. Fedâkârlık da muhabbet…
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ, «Hazret-i Peygamber’den tahsil edilen o muhabbet ve o fedâkârlık»ı zaferlerin temeli olarak ifade ettiği başyazıda bu iki haslete yapılan hücumlara dikkat çekti:
“Düşmanlar bugün bilhassa bu iki hasleti yok etmek üzere sayısız zehirler saçıyorlar mü’min dimağlara…
Velhâsıl çare;
Bugünlerde o muhabbet ve fedâkârlığa daha fazla sarılmak. Samimiyetle sarılmak, lâkin sımsıkı.”
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi, «O’nun Muhteşem Ahlâkı» makaleler serisinde, «O’nun Tefekkürü»nü anlattı. O’na muhabbetli sahâbe ve ardından gelen nesillerin nasıl fedâkârlıklar sergilediklerini serdetti.
Mevlânâ’nın Sır ve Hikmet Deryâsında ise; «Mazlumun Âhı» başlıklı makalede, kul hakkı, helâlleşme ve kader irtibatları dile gelmekte.
Fethin, fedâkârlığın, Osmanlı’ya olan ihtiyacın altı çizildi dosya yazılarında. Gönülleri kazanmak için yapılabilecekler misallendirildi.
Vahdet ve beraberlik, kardeşliğe zarar veren gayr-i ahlâkî davranışlar ve ölümün tatbikatını yapmak karakter bölümümüzü zenginleştiren başlıklar…
Eğitim Notlarında imtihanın zarureti ve yetiştiriciliği; Hayat Notlarında şikâyeti bırakıp çareye sarılmanın ehemmiyeti vurgulandı.
Engelliler Haftası ve vefâ borcunu îfâ etmek yıllara sığmasa da Mayıs’ta da yâd edilen annelere de temas edildi.
Fetih ile işgalin farkını Napolyon’un Mısır işgali ve Akkâ’da püskürtülmesinin anlatıldığı yazıda bulabilirsiniz.
Abdullah İbnü’l-Mübârek Hazretleri, Sultan Sencer, Hoca Neş’et Efendi ve Necip Fazıl gibi sîmâlar…
Şiirler… Muhabbetten fedâkârlığa, gayretten zafere giden yolun işaretlerini ve taşlarını döşedi.
Ramazân’a doğru yolculuğumuzda; Mîrac ve Berat kandillerinizi tebrik eder, bizleri en güzel kıvamda Ramazân-ı Şerîf’e ulaştırmasını Rabbimiz’den niyaz ederiz.
Yüzakıyla…