120. SAYI TAKDİM

kapak_120

Kıymetli Okuyucularımız,

 

İnsanın hiç bitmeyen koşturmasını ne güzel anlatır

 

Necip Fazıl:

 

Yağız atlı süvari; koştur atını, koştur!

Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.

 

Aslında bir kaçıştır bu. Nereye koşturursan, nereye kaçarsan kaç; yolun sonunda kabir görünüyor. Kabir bir geçit… Haşir görünüyor. Allâh’ın huzûru… Mahkeme-i kübrâ… Âhiret, iki neticeden biri…

 

Felâh ve nâr…

 

Ateşten kaçarcasına ateşe kaçmak, ateşe koşmak ne acı!..

 

Telâş ve panik insana bunu yaptırır. Kaçtığı şeyin ortasına düşürür. Hele boş korkuları körükleyen, gerçek kaygıları ise küllendiren sahtekâr tellâllar da meydanda ise…

 

Öyleyse bizi kaçıran korkularımızı ve koşturan duygularımızı masaya yatırmanın, teşrih etmenin sırasıdır:

 

Korku, kaygı, endişe, gam, tasa…

 

Çare:

 

Hepsinden sıyrılıp;

 

“Allâh’a koşun!” (ez-Zâriyât, 50)

 

Dünyevî kaygıların bir ters orantısı var:

 

İlâhî vahyin özünde dünyaya karşı âdeta şöyle bir hitap gizli:

 

“–Ey dünya! Kim kendisini Allah yoluna adayıp da Hakk’a hizmetçi olursa, sen de ona hizmetçi ol!

 

Fakat kim de nefsinin hevâsına uyarak sana râm olursa, sen de onu yığın yığın dünyevî ihtiraslarla yor ve perişan et!”

 

Dünyaya koştukça dünyevî kaygılar artıyor. Dünyadan, fânî sıkıntılardan kaçtıkça, Allâh’a koştukça kaygılar yok oluyor. Tek bir korku lâzım bize:

 

Allah Korkusu…

 

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; İslâm dünyasındaki perişan ahvalden, neslin yaşadığı bozulmalara ve Efendimiz’e atılan iftiralara kadar her  problemin süte su karıştırmakla başladığını ifade ederek, bu temsili şöyle izah etti:

 

Hakikate bahaneler, ikna edici gerekçeler karıştırmamalı… Allah korkusunun önüne dünyevî kaygıları geçirmemeli…

 

Çünkü;

 

“Allah korkusu olmayan kalbe, dünyevî kaygılar hücum ediyor ve güçlü toplulukları bile yere seriyor.”

 

Çare: Katkısız, katışıksız O’nun ahlâkı…

 

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Ancak Takvâ» başlıklı makalelerinde, gündemdeki İslâmofobi tartışmalarına da cevâben, İslâm’ın tek meşrû ve hak yorumunu, takvâyı, tasavvufu anlattı. Gerçekte batı, İslâm’ın nesinden korkuyor? Bilimin iki kutbu…

 

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsından Sır ve Hikmet İncileri’nde ise; «Tek Yol İstikamet» mesajı var. İbâdet hayatında yaşanabilen beklentilere, vesveselere mühim cevaplar…

 

Yazarlarımız, korkuya; Kur’ânî, tasavvufî, edebî ve insanî açılardan yaklaştılar. Anlamsız korkuların üzerine gittiler. Takvâyı, haşyeti, havf-ı Yezdân’ı izah ettiler.

 

İbtidâî insanın tabiat korkusunu yendi, bilim ve teknoloji… Fakat modern insanın gerilimlerine çare olamadı. Kulelere tırmanıp, göğe nemrut gibi füzeler yollayan insanoğlu; Allah korkusunu kaybedince, insanlık duygusunu, merhamet hissini, vicdanın sesini de kaybetti.

 

Çare?

 

Allah Korkusu…

 

Mehmet MENCET, İrfan ÖZTÜRK ve Ahmet ZİYLAN’ın hâtıraları, ailemizi tehdit eden endişeleri kaleme alan «kadın dosyası» bu ay dergimizde sizleri bekliyor.

 

Ve yüz akı şiirler… Yüreğin coşkusu kadar, Allah denince titreyen kalplerin korkusundan nebeân eden mısralar…

 

 

 

Yüzakıyla…