Küçük İskender’in Ülkesinde
DÂRUSSELÂM AÇE -3-

YAZAR : Prof. Dr. Osman ÇETİNKAYA osmancetinkaya@sdu.edu.tr

BEYTÜRRAHMAN ULU CAMİİ

Açe seyahatimiz esnasında Banda Aceh kent merkezinde yer alan Beytürrahman Ulu Camii’ni ziyaret ve iki vakti bu güzel mabette edâ etmek nasip oldu, elhamdülillâh. Mascid Raya Baiturrahman adıyla bilinen Beytürrahman; Açe, Endonezya, Malezya için olduğu kadar tüm İslâm âlemi için de büyük öneme sahip camilerden biri. Asırlarca İndo-Pasifik bölgesinde İslâm’ın yayılması ve kökleşmesinde merkez görevini üstlenmiş. İstanbul’daki Eyüp Sultan Camii gibi, Banda Açe’liler yanında; Açe, Endonezya ve Malezya’nın diğer illerinden ve tüm dünyadan gelen müslümanlarla dolup taşıyor, duygu yoğun bir buluşma ve hasret giderme mekânı vazifesi de görüyor. İsmiyle müsemmâ tam bir Beytürrahman!..

Mükemmel bir geometri ve çok zarif bir mimarîye sahip camiye girdiğinizde; tertemiz-bembeyaz mermer zemini, yine ince bir dantel gibi örülmüş mermer sütunlarıyla geniş ferah mekânı, ibâdet eden kadın-erkek mü’minleriyle size bir anda Mescid-i Nebevî’den içinizi kıpırdatan esintiler taşıyor. Beytürrahman; aynı zamanda çok güzel peyzaj düzenlemesi yapılmış geniş bir avlu içinde bulunmakla da, bambaşka bir görünüm arz ediyor. Bu hâliyle Beytürrahman Camii, Açe’nin güçlü İslâmî inanç ve kültürünün en önemli sembolü.

Beytürrahman Camii’nin ilk olarak 12. yüzyılda inşa edildiği kaydediliyor. Sonraki dönemlerde yeni ilâvelerle sürekli genişletilmiş. Açe’nin Hollanda sömürge yönetimi altında bulunduğu yıllarda, (18.-19. yüzyıl); bir İtalyan mimarın tasarımı ile cami, bugünkü formunu almıştır. Mimarîsinin Moğol-Hint-İslâm-Avrupa mimarî sentezi olduğu ifade edilmektedir. Yedi kubbesi, 5 minaresi bulunan camide 30.000 mü’min namaz kılabilmektedir. Farklı dönemlerde; savaşlar sebebiyle yakılıp yıkılan, tekrar yenilenen, restore edilen cami, 2004 tsunami felâketinde Banda Açe’de birçok bina yerle bir olup, dalgalar tarafından sürüklenirken, ayakta kalan az sayıdaki yapıdan biri olmuş.

MEKKE KAPISI

Darüsselâm Açe ve Mekke Kapısı ifadeleriyle ilk olarak Açe ziyaretinde karşılaştığımı söylemeliyim. Tarih boyunca Açe, Endonezya takımadaları, Mekke-Medine, Orta Doğu, Osmanlı Devleti, Güneydoğu Asya (Hindistan, Pakistan vd.) arasında bir köprü vazifesi görmüş. Endonezya ve Malezya’da İslâm’ın yayılmasında önemli bir rol oynamış. Malezya ve Endonezya’dan hac ve umreye gidecek müslümanlar; önce Banda Açe’de toplanıp, sonra deniz yoluyla Mekke’nin yolunu tutarlarmış.

En meşhurları Şah Kuala olmak üzere, ilim adamları yetişmiştir. Açe müslümanları; dinlerine sâdık, Peygamber’in sünnetine riâyete gayret gösteren bir millet olarak tanınmıştır. Bu sebeplerle Açe Dârusselâm Sultanlığı, tarihî kayıtlara göre 16. yüzyılda kurulmuş ve 20. yüzyılın başlarına kadar varlığını sürdürmüştür. Bu dönem boyunca Açe toprakları, İslâm din ve kültürüne beşiklik etmiş ve bu özellikleri «Mekke Kapısı» (Serambi Mekkah) unvânıyla anılır olmuştur. 26 Aralık 1873’te başlayan Hollanda saldırıları 1904’te sona erdikten sonra, uzunca bir süre Hollanda sömürge yönetimi altında kalmış; 1944-45’te de Japonya’nın işgaline uğramıştır. Japonların II. Dünya Savaşı’nda yenilmeleri ile Hollanda yönetimi Açe’yi kendi güdümleri altındaki Endonezya Cumhuriyeti’ne bırakmıştır.

Neredeyse yüz yıl süren Açe’nin ıstırabı, bitmek bilmeyen iç mücadeleler ve kargaşa, 2004’te yaşanan tsunami felâketiyle zirveye ulaşmıştır. Karanlığın en kesif noktasında fecrin doğması misali 2005 Ağustos’unda Özgür Açe Hareketi (GAM) ile Endonezya hükûmeti arasında imzalanan ve her iki tarafın iyi niyetini yansıttığı açıkça görülen anlaşma ve sonrasındaki mâkul gelişmeler sevindirici. Ümit ederiz ki; gerek Açelilerin çalışmaları, ihlâs ve gayretleri, gerek dünyadaki diğer müslüman ülke ve toplulukların katkıları ve sürdürülebilir ilişkilerle Mekke Kapısı Açe, bu şanlı geçmişi tekrar yaşayıp yaşatır.

ŞAH KUALA ÜNİVERSİTESİ (UNSYIAH)

Açe ziyaretimizin asıl amacı; «Mevlânâ Akademik Değişim Programı»nın tanıtımı ve iki üniversite (Süleyman Demirel Üniversitesi) arasında akademisyen ve öğrenci değişimi, ortak araştırmalar ve eğitim programları imkânları üzerinde durmaktı. Bu amaçla UNSYIAH’da rektör, rektör yardımcıları, fakülte dekanları ve bölümler ile görüşmeler yapıldı, birimler ziyaret edildi ve anlaşmalar imzalandı. Şah Kuala Üniversitesi (Universitas Syiah Kuala) 1960’ta Banda Açe’de kurulmuş olup Açe eyâletinin en eski ve en büyük üniversitesi. Üniversite; adını, 16. yüzyılda yaşamış önde gelen Açeli ilim ve din adamı Şah Kuala adıyla meşhur, Abdurraûf es-Singkilî’den almaktadır. Üniversitede 12 fakülte mevcut olup, lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim verilmektedir.

ŞAH KUALA KİMDİR?

Şah Kuala adına ilk defa, Açe seyahati öncesinde ziyaret edeceğimiz üniversite hakkında bilgi toplarken rastlamıştım. Açe ve UNSYIAH ziyareti sonrasında daha bir merakla Şah Kuala’nın izini sürmeye çalıştım. Bu konu ve Açe ile ilgili diğer konularda Mehmet ÖZAY’ın Açe Seyahat Notları-II adlı 2013’te yayınlanmış kitabı imdadıma yetişti. Din sosyolojisi alanında doktora yapmış, uzunca bir süre Açe’de yaşayıp Açe’yle hemhâl olmuş hâlen Malezya’da yaşayan, üniversitelerde dersler veren, medya ile iştigal eden Mehmet ÖZAY Beyle Kuala Lumpur’da bir çay sohbetinde birlikte olmuştuk.

Abdurraûf es-Singkilî, (m. 1615/h. 1024)’te Açe eyâleti batı sahilinde yer alan Singkil kasabasında doğmuş. Kuala lakabı ise kendisinin Açe Nehri’nin denize yakın bir yerinde yerleşip burada ilim okutmasından, talebe yetiştirmesinden mülhem «Nehir Âlimi» anlamına geliyormuş. Mekke ve Medine’de 19 yıl boyunca devrin önemli âlimlerinden dersler almış ve Açe’ye dönmüş. Es-Singkilî Açe’de Şettâriye Tarîkatı şeyhi olarak pek çok talebe yetiştirmiş ve Güneydoğu Asya’da İslâm’ın gelişmesi ve yayılmasında çok mühim bir vazife icrâ etmiş.

Şah Kuala’nın yetiştirdiği talebeler arasında, babası Türk olan Mustafa Rûmî veya Baba Dâvud (Dawud Rumi) adıyla meşhur olmuş bir âlim de yer almaktadır. Mustafa Rûmî, hocası Şah Kuala tarafından hazırlanan ve ilk Malayca Kur’ân tercümesi ve tefsiri olarak bilinen «Turjumanu’l-Mustafid» adlı esere önemli katkılar yapmış. Hocasının vefatından (m. 1693) sonra da, halîfesi olarak İslâm’a hizmete devam etmiştir. Şah Kuala, tasavvuf alanında ise Umdah el-Muhtajin, Kifâyatü’l-Muhtajin ile Daqaiq el-Hurf gibi eserler bırakmış. Şah Kuala sadece Açe’nin değil, Malay ve Endonezya dünyasının en önemli âlimi kabul edilmektedir. Şah Kuala’nın yakınları ve talebelerinin mezarlarının, aynı adı taşıyan ve tsunaminin büyük yıkım verdiği köyde bulunduğu ve müslümanların sık ziyaret ettiği bir yer olduğunu sonradan öğrendik. Gerek bilmediğimiz için, gerekse zaman darlığı yüzünden ziyaret etmek nasip olmadı. Allah makamını cennet etsin inşâallah.