ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com

Asırlardır bitmeyen bir mücadeledir bu,
Kıyâmete kadar da değişmez, böyledir bu.
Bir yanda Firavun’un, Nemrud’un yandaşları,
Diğer yanda Rasûl’ün, ashâbın kardeşleri…

Zalim batılı düşer, bir hülyanın ardına,
Üşüşürler akbaba gibi İslâm yurduna.
Osmanlı Devleti’ni kalbinden vurmak için,
Mâzînin hesabını topyekûn sormak için.
Dayanırlar soğuk bir kış günü kapımıza,
Hedefe kilitlenip yerleşirler boğaza.
İngiliz, Fransız ve niceleri müttefik,
Öyle kibirliler ki ne korku var ne panik…
Başaramazlar Türkler, vatanı savunmayı (!)
Çünkü gözler görmemiş, böyle bir donanmayı.
Tabyaları döverler günlerce kinle, hırsla,
O muhteşem zaferi bekler hepsi hevesle…

Cehennemden bir yalım, yayılır dalga dalga,
Mehmetçiğin göğsünde îmandan bir kasırga.
Daha mukaddes ne var, o an aziz vatandan?!.
Dillerinde, semâyı aşan duâ ve Kur’ân…
Vatan demek; din demek, bayrak ve namus demek,
Sarsılır mı hiç bunlar için çarpan bir yürek?
Ölen şehiddir, kalan gazi, maksatsa yüce,
Böyle karşı koyulur, yenilmez sanan güce…
Gelibolu dağılır, toplar alev kustukça,
Bu dâvâya adanmış bedenler paramparça,
Çelikten bir irade açık tutar bilinci,
O yavuz yiğitlerin kırılır mı direnci?..

Kalleş düşman, denizden çözemez kördüğümü,
Başlar kanlı savaşın, amansız son bölümü.

Sahilden yamaçlara, sel misali akın var,
O devâsâ gemiler hücuma destek çıkar.
Akrebin kıskacında müslüman-Türk askeri,
Cesareti kıramaz bu kuşatma çemberi,
Vahşî düşmana örer bedenlerinden duvar.
Askerimin yanında Hakk’ın melekleri var,
Sağanaklar hâlinde gökten gülleler yağar,
Bir metrelik alana binlerce mermi sığar.
Mevziler boğuşmanın en kanlı olduğu yer,
Hasmı öldürmek için kalkar ve iner eller.
Kulakları tırmalar o canhıraş feryatlar,
Kopan kollar, ayaklar; acıyı kaç kez katlar!
Çanakkale mahşeri, ölüm-kalım pazarı,
Her bir siper yüzlerce canın olur mezarı.
Tepeler ve vadiler kızıl renge bürünür,
Toprak, yorgun gözlere kandan derya görünür…
Birlikler her cephede erise de kar gibi,
Yılmaz, Mevlâ’nın dîne kurban, çelik ekibi!..

Müttefikler karamsar, yorgun, şaşkın ve ürkek:
“Bu kadar taarruzda ne ten kalır, ne yürek,
Aylardır kaç bin mermi atıldı sabah-akşam,
Bu nasıl bir direniş, bu muydu «hasta adam?»
Türkler ilk günkü gibi güçlü, azimli hâlâ,
İnsanüstü gayretle vatanına müptelâ…”

Yüz yıl da düşünseler, bu yırtıcı gürûhu,
Anlayamazlar asla özlerdeki bu rûhu.
-Îmandandır vatana duyulan büyük sevgi,
Bu yolda ölenlere Kur’ân’dan gelir övgü,
Kahraman ordumuza yüce Rahman’dı refik.
Rahmân’ın yardımıyla gelir elbette tevfîk.-
Balyoz gibi inerler düşmanın kafasına,
Sahip çıkar torunlar, ecdâdın mîrâsına.
Kursaklarında kalır, haçlıların hülyası,
Zaferdir, Mehmetçiğin iftihar madalyası.
Ey şehidler, gaziler! Size değer biçilmez,
Tarihe not düştünüz: ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

12 Şubat 2013