SÜKÛT ALTIN DEĞİLDİR

ŞAİR : Ayten DURMUŞ a.durmus@mynet.com

Söz ağzında pişenin, boş lâflarından kaçtım,
Bana sekînet veren sandığı buldum açtım.

O benim üstâdımdır, ben onun öğrencisi,
O sözün denizinin zirveleşmiş incisi…

Titrerken yalnızlıkta, soğukta kaç gecedir,
Rûhumuz çok ıssızdı üşümüştük nicedir…

Kaybolduğumuz yerde yakacak tükenince,
Kendini ateşledi dönemece gelince.

Cana gelmen içindi verilen bunca emek,
Ey oğul ayağa kalk, ayağa kalkman gerek!..

Çok az kaldı sabaha, gece çok koyulaştı,
Öncülerimiz yolu, zulmet içinde aştı…

Sen onlardan şanslısın, seni tutan eller var,
Ama tutanlar gibi, seni yutan seller var…

Yılanına sarılma bu dipsiz denizlerin,
Nice yıldır boş durur gönüllerdeki yerin…

Gönlünün gözünü aç, cennetini kaybetme,
Yasak ağaca gidip kovulacak iş etme…

Uzaklaş Yûsuf gibi; her haram, yasak ağaç,
Oranın nûru nârdır, kaç oğlum nîrandan kaç!..

Güzel şeyler satın al, şu hayat pazarında,
İyi bak, güzel nedir, hak ölçü nazarında?

Değişmez değerlerle gönlünü terbiye et,
Ancak böyle oluşur varlığındaki vahdet…

Sükût altın değildir, konuşurken kötülük,
İnzivâ takvâ olmaz, kılavuzken her kütük…

Durma yol bittiğinde, yolunu yap da yürü,
Neden bize yolsuzun badem gözlüdür körü?

Zafer sabrın çocuğu, sabır azme âşıktır,
Secde kılan; Rabbiyle, kendiyle barışıktır.

«Rabbim kâfî» diyene, Rabbi olmaz yabancı,
Onu tutar kaldırır ölmedikçe inancı…